İsrail'in Suriye'nin Güneyinde Gerçekleştirdiği Beyt Cin Operasyonu'yla Verdiği Mesajlar
Ara 04, 2025 57

İsrail'in Suriye'nin Güneyinde Gerçekleştirdiği Beyt Cin Operasyonu'yla Verdiği Mesajlar

Font Size

28 Kasım 2025 Cuma günü sabah erken saatlerde, İsrail kara kuvvetleri, İslami Cihad hareketinin aranan üyelerini takip ettikleri gerekçesiyle Şam kırsalındaki Beyt Cin kasabasına girdi. Kasaba sakinleri, işgal kuvvetlerinin kasaba sakinlerini tutuklamasını engellemeye çalışırken çatışmalar çıkmış, İsrail helikopterlerinin müdahalesine yol açmış ve çatışmalarda 11 kişi hayatını kaybetmiştir. Operasyon, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın İslami Cihad, Hamas ve Husi'lerin Suriye'nin güneyinde aktif olduklarını iddia etmesinden bir gün sonra gerçekleşmiştir.  

Bu gerginlik, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara'nın ABD'yi ziyaret etmesi ve Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinin ardından Suriye ile İsrail arasındaki ilişkilerin durulması beklenen bir dönemde yaşanmıştır. Ancak durum tamamen tersine dönmüş ve İsrail, Şam'ın güneyindeki Beyt Cin kasabasını işgal edip bombalayarak bölgede eşi görülmemiş bir gerginliğe sebep olmuştur.  

Bu gerginliğin ilk belirtileri, 19 Kasım 2025 tarihinde, 2254 (2015) sayılı Karar temelinde Suriye'deki siyasi ve insani durumu tartışmak üzere düzenlenen Güvenlik Konseyi toplantısında ortaya çıkmıştır. Alışılmışın dışında İsrail temsilcisinin de katıldığı oturumda, İsrail temsilcisinin Suriye hükûmetine saldırısının ardından Suriye ve İsrail temsilcileri arasında hararetli bir tartışma yaşanmış, İsrail temsilcisi, Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın, Hamas'ın “radikal” ideolojisini ve nefret söylemini benimsediğini ve bunun 7 Ekim 2023 olaylarına yol açtığını iddia etmiştir. İsrail'in, Suriye'nin bunun tekrarlanmasına izin vermeyeceğini, sınırlarında milislerin varlığına da izin vermeyeceğini, Suriye'nin, sadece sloganlarla değil, somut eylemlerle yaşama isteğini kanıtlaması gerektiğini ifade etmiştir.  

İsrail'in Beyt Cin operasyonu ile birkaç mesaj vermek istediği açıktır. Çünkü bu operasyon, 8 Aralık 2024'te Esad rejiminin düşmesinden bu yana İsrail güçlerinin bu kasabada gerçekleştirdiği en büyük kara harekâtıdır. Ayrıca, yerel halkla geniş ve kanlı çatışmalara girmeksizin bazı kişileri tutuklamak amacıyla yapılan baskınlarla sınırlı kalan önceki üç operasyondan farklı olarak, bu operasyonda çatışmalar yaşanmış ve helikopterlerle müdahale edilmiştir. İsrail'in bu operasyonla vermek istediği mesajlar şu şekilde özetlenebilir:     

● İsrail, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'deki yeni rejimle ilgili politikalarına karşı çıkmaktadır. Meşru cumhurbaşkanının kabul edilmesi, uygulanan yaptırımların kaldırılması, tüm yaptırımların askıya alınması, İsrail'in taleplerini karşılayan bir barış anlaşmasının imzalanmasından sonra atılması gereken aceleci adımlar olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle İsrail, Suriye'nin güneyindeki gerginliğin Washington ile Şam arasındaki ilişkilerin gidişatını yeniden belirlemesini istemektedir.  

● İsrail, 17 Kasım'da Suriye'nin güneyinde ABD ile koordineli olarak gerçekleştirilen Rusya-Türkiye-Suriye ortak devriyesine karşı çıkmaktadır. Suriye'nin güneyinde Türkiye'nin varlığını reddetmekte ve yalnızca bir güvenlik anlaşmasına veya önceki güvenlik anlaşmalarında değişiklik yapılmasına yol açan uluslararası siyasi yaklaşımları kabul etmemekte, bunun yerine kapsamlı bir barış anlaşması imzalamak istemektedir.   

● Kıyı şeridinde ve Humus'ta patlak veren ve Suriye hükûmetinin sakin bir şekilde karşılık verdiği gösterilerin ardından azınlıklarla ilgili krizden yararlanarak, azınlıklara destekleyerek, destek olmaya, korumaya ve yardım sağlamaya hazır olduğunu göstererek kaos oluşturmak istemektedir. Bu durum, Güvenlik Konseyi'ndeki temsilcisi tarafından da dile getirilmiştir. Temsilci, İsrail'in Suveyda'ya müdahale etme kararının, Dürzilerle olan gerçek tarihi bağları nedeniyle doğru olduğunu iddia etmiştir. Beyt Cin operasyonu, hükümetin zayıf konumda olduğunu göstermek ve bu grupları hükûmete karşı isyanlarını sürdürmeye teşvik etmek için gerçekleştirilmiştir.  

● İsrail, zamanı geriye alarak, Esad rejiminin düşüşünden bu yana geçen bir yılın ardından yeni hükûmetin tüm başarılarını baltalamak, ülkeyi istikrarsızlaştırmak, toparlanmasını, ekonomik büyümesini ve uluslararası açılımını engellemek istemektedir.  

● Yeni hükûmetin iç ve dış politikasına müdahale etmektedir. İsrail temsilcisi Güvenlik Konseyi toplantısında, hükûmetinin Suriye'de yeni hükümetin iktidara gelmesinde payı olduğunu ve bunun Gazze, Hizbullah, İran ve bölgedeki vekilleriyle savaşarak başarıldığını iddia etmiştir. Bu nedenle Tel Aviv, yeni hükûmetin 1974 tarihli Ayrılma anlaşmasına, bu anlaşmanın değiştirilmiş haline veya benzer herhangi bir güvenlik anlaşmasına geri dönmek yerine, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas, Bahreyn ve Sudan gibi diğer Arap ülkeleri gibi bir barış anlaşması imzalamakla yükümlü olduğunu düşünmektedir.  

Sonuç olarak, Beyt Cin operasyonu ile gelen mesajlar, Suriye meselesinin daha karmaşık bir senaryoya doğru ilerlediğini ve Gazze'de uluslararası toplumun kınamasına maruz kalan İsrail'in Beyt Cin'in ötesine geçerek, Suriye'nin güneyinin geleceğinden Amerika ya da Suriye gibi başka bir gücün değil öncelikle kendisinin sorumlu olduğunu ortaya koymak için daha büyük bir ajandayı ortaya koymaktadır. Tarihindeki en radikal sağcı hükûmetten yararlanarak, Suriye'deki geçiş dönemini kendi şartlarına göre bir barış anlaşması dayatmak için kullanmak istemektedir.