Humus’taki Askeri Kolejin Hedef Alınması Çıkarı: olanlar ve mesajlar
Eki 17, 2023 1733

Humus’taki Askeri Kolejin Hedef Alınması Çıkarı: olanlar ve mesajlar

Font Size

 

 5 Ekim 2023’te Suriye rejiminin Humus’taki askeri okulunda düzenlenen mezuniyet töreni hedef alındı. Saldırı, aralarında Savunma Bakanı ve Humus Valisi’nin de bulunduğu yetkililerin ve üst düzey rejim görevlilerinin oradan ayrılmasının ardından gerçekleşti. 

Rejim kaynaklarına göre saldırı, törene katılan yeni mezun subaylar ve ailelerinden çok sayıda kişinin ölmesine ve yaralanmasına yol açtı. 

Eğer saldırının SİHA ile gerçekleştiği doğruysa pek çok dış aktör, bu saldırıyı gerçekleştirme kabiliyetine sahip. Ancak bu, zayıf bir ihtimal. Çünkü bu aktörler için böyle bir eylemin gerçekleştirilmesinde bir fayda yok.  

Aktörlerin çıkarlarına bakarak yaşananlardan faydalanabilecek iki taraf var: Suriye rejimi ve İran.  

Suriye rejimi 

Rejimin böyle bir saldırıda doğrudan çıkarı var. Çünkü şu an tabanını kontrol altına almasını sağlayacak ve onlara yönelik tehlikenin henüz sona ermediğine ve bütün hatalarına rağmen onların güvenliklerinin tek garantisinin kendisi olduğuna dair güvence verecek büyük bir olaya ihtiyacı var.  

Bu saik, Süveyda’daki olayların bıraktığı etki ve rejimin buna karşılık verememesiyle eşzamanlı olarak son dönemdeki ekonomik koşullar nedeniyle ortaya çıkmaya başlayan kaosun benzeri görülmemiş tezahürleriyle bağlantılı. 

Humus şehrinin merkezindeki Harp Okulu mezunlarının böyle bir yer ve ölçekte saldırıya uğraması, 1979’da Halep’te rejimin büyük bir baskı kampanyası ve Suriye’nin tamamını kontrol etmek için kullandığı topçu okulu olayını hatırlatıyor. 

Bu senaryonun olasılığını artıran husus, Humus saldırısında rejimin medyadaki genel tutumudur. Benzer olaylardaki tavrından farklı olarak rejim medyası çok kısa bir süre sonra olayın ayrıntılarını detaylı bir şekilde yayınlamaya başladı. Bununla eşzamanlı olarak rejime yakın sosyal medya sayfalarında organize bir kampanya görüntüsü veren paylaşımlar başladı. 

İran 

Böyle bir saldırının gerçekleştirilmesinde İran’ın da doğrudan çıkarı var. İran şu anda Rusya’nın, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesini geri almasından ve tarih boyunca Ruslara sığınan Ermenileri tek başına bırakmasından yararlanarak Suriye’deki rolünü arttırmaya ve kendisi ile rejim arasındaki anlaşma şartlarını yeniden formüle etmeye çalışıyor. 

Ayrıca İran, kendisine ve rejime, Suriye’deki muhalif bölgelere karşı gerilimi tırmandırmak için bir bahane sunacak bu büyüklükte bir olaya ihtiyacı var. Bu şekilde Türkiye’ye sahada baskı uygulama imkânın sahip olacaktır. 

Öte yandan bu kadar etkili bir saldırının gerçekleşmesi, rejim ordusunun kendisini bile koruyamadığını, rejimin güvenlik durumunun kırılganlığını gösteriyor. Ayrıca bu saldırı, rejimin Moskova ile Tahran arasında denge kurmaya ve İran’ın baskısına boyun eğmekten kaçınmak için Rusya ile ilişkileri kullanmaya çalışmasından uzak bir şekilde İran’ın Şam’la ilişki şartlarını yeniden formüle etmesine yardımcı olmaktadır. 

Özetle rejimin SİHA saldırısı söylemi doğru olabilir. Bu durumda ya çok yakın bölgelerden yani rejimin kontrol ettiği bölgelerden havalanan SİHA’lar ya da ileri uzak bölgelerden gelen SİHA’lar saldırıyı gerçekleştirmiş olabilir. Ancak saldırı, yakın bir yerden bomba atılması ya da oraya yerleştirilen bombanın patlatılarak gerçekleştirilmiş olabilir. 

Saldırıya uğrayan Harp Okulu 22’nci Hava Tümeni ve Hudut Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına 1 km uzaklıkta. Ayrıca daha geniş bir alanda Rusya’ya bağlı güçler de dahil olmak üzere çok sayıda askeri havaalanı ve hava savunma birimi bulunuyor. Buna rağmen Suriye ordusunun ilkel savunması bir tarafa, Kremlin saldırısında olduğu gibi büyük ordular düzeyinde bile onlarla baş etme yeteneğinin zayıf olduğu için insansız hava araçları buraya gelebilir. 

İlk verilere göre Suriye rejimi, olaydan en çok yararlanan taraf ya da en azından olaydan maksimum faydayı elde etmeye çalışacaktır. Büyük olasılıkla rejim, Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri adımlar atmak için önümüzdeki günlerde ciddi bir siyasi ve medya seferberliği arayışına girecek gibi görünüyor. Bu şekilde halkın güneyde olup bitenlere odaklanması yerine, “bu işi yapanların bulunduğu bölge” olarak Suriye’nin bölgelerine yönlendirilmesi sağlayacak.