Gazze Savaşı’ndan sonra Filistinli grupların Suriye’deki konumu
Kas 28, 2023 2601

Gazze Savaşı’ndan sonra Filistinli grupların Suriye’deki konumu

Font Size


Suriye’de şu an 20’ye yakın Filistinli grup faaliyet gösteriyor. Bunların bir kısmı siyasi ve askeri, bir kısmı ise sadece siyasi faaliyet sürdürüyor. Bu gruplar, finansman kaynakları, Suriye rejimiyle bağlantı derecesi, Filistin’de faaliyet gösterme ve 7 Ekim 2023’te düzenlenen Aksa Tufanı sonrasında çıkan Gazze Savaşı sonrası mevzilenmesi açısından birbirlerinden farklılık arz ediyor.

Suriye’de rejimle yakın ilişkiler içinde olan Filistinli gruplar var. Rejim bu grupları finanse ediyor. Bunlar güvenlik yapısının bir parçası olarak kabul ediliyor ve muhalif gruplarla çatışmalarda rejimle birlikte değişen şekillerde yer alıyor. Celil Güçleri, Dönüş Tugayları, Özgürlük Tugayları, Fetih, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (Genel Komuta) ve el-Fetih İntifada Hareketi gibi bazı grupların faaliyetleri, sayıları sınırlı olduğundan Şam ve kırsalıyla sınırlı. Kudüs Tugayı gibi bazı gruplar da Suriye’nin kuzeybatısında, Badiye ve Filistin’de yoğun faaliyetler gösteriyor. Bu grupların çoğu 2011’den sonra kuruldu ve hiçbirisi Filistin’de herhangi bir varlığa sahip değil. Dolayısıyla bu grupların Filistin davasıyla bağlantıları semboliktir.

Öte yandan Suriye’de hala Filistin davasına bağlı olan Filistinli gruplar da var. Bunların bir kısmının Filistin’de varlığı ve etkinliği var. Bu gruplar bazen rejimden bağımsız finansman kaynakları bulabiliyor. Hamas ve İslami Cihad hareketi gibi gruplar Suriye muhalefetiyle silahlı çatışmaya girmedi.

2022’nin ikinci yarısında rejimle ilişkileri normalleştiren Hamas ise bazı askeri faaliyetlerini Suriye’ye taşımayı başardı. Aksa Tufanı öncesinde rejim liderleri, Hamas yetkilileriyle görüşüp Hamas’ın Suriye’deki hareketlerini kısıtlayan bazı şartları ve taahhütleri talep etti. Ancak Hamas, görünüşe göre Hizbullah’a bağlı gruplar şemsiyesi altında Kuneytira’da askeri faaliyetlerini sınırlı bir şekilde harekete geçirmede İran ve Hizbullah ile olan yüksek koordinasyondan faydalandı.

Buna karşılık İslami Cihad Hareketi, İran milisleri ve Hizbullah’ın koruması altında Gazze Savaşı ile birlikte Şam kırsalı, Batı Dera kırsalı ve Kuneytira’daki askeri faaliyetlerini sürdürdü. Hareketin odaklandığı askeri sanayileşme alanındaki uzmanlar ve danışmanlar aracılığıyla Suriye’nin güneyine yönelik saldırılara katılması uzak değil. Bu nedenle İsrail, İslami Cihad’ın Suriye’deki bazı liderlerini birden fazla kez hedef aldı. İsrail, son olarak Mart 2023’te Şam kırsalında bir yöneticisine saldırı düzenledi.

Gazze’de savaşın başlamasından bu yana rejim, kendisini savaş alanından uzak tuttu veya karışmadı. Hatta Suriyeli Filistinlilerin gösterilerini kısıtlamaya ve onlara çağrıda bulunan aktivistleri tutuklamaya çalıştı. Aynı durum Filistinli gruplara karşı tavrı için de geçerli. Rejimin sınırda istenmeyen çatışmaları önlemek için güney bölgesini kontrol etmekle görevlendirdiği Dera’daki askeri güvenlik şefi Lüey el-Ali’nin, Dera, Kuneytira ve Batı Guta’da hareketlerin temsilcileriyle toplantılar yapması bekleniyor. Genel olarak ABD ve İsrail’i kışkırtmakta rejimin çıkarı yok gibi görünüyor. Rejim ayrıca Rusya’nın kararlarını ihlal etmeye de istekli görünmüyor. Humeymim üssündeki subaylar geçtiğimiz günlerde Tel Cabiya’da rejimin askeri yetkililerle görüşerek kendilerine Suriye cephelerinden İsrail’e daha fazla füze fırlatılmaması gerektiği konusunda brifing verdi.

Bununla birlikte, özellikle Hamas ve İslami Cihad’ın hareketleri İran ve Hizbullah ile koordinasyona dayandığı için, Rusya’nın fiili müdahalesi olmadığı sürece, rejimin Suriye’nin güneyindeki alanları kontrol etme gücü bazı Filistinli gruplarla sınırlı olabilir.

Sonuç olarak, Hamas ve İslami Cihad’ın ülkenin güneyindeki bazı sınırlı faaliyetleri dışında, Gazze Savaşı’ndan sonra Filistinli grupların Suriye’deki konumlanmasında büyük bir değişiklik olmadı. İran’ın savaşa ilişkin tutumuna ek olarak, bu gruplardan bazılarının rejimle ve onun savaştaki tarafsız tutumuyla ilişkisi var. Bu gruplar çatışmanın Suriye ve Lübnan cephelerine kaydırılmasından kaçınan temkinli bir politika izliyor.