Gerçeklikle Gelecek Arasında Ürdün'ün Güney Suriye'deki Rolü
"Uyuşturucu Savaşı", Ürdün'ün geçtiğimiz mayıs ayından itibaren Suriye'nin derinliklerinde yürüttüğü hava saldırılarını da içeren askeri operasyonlarına verdiği isim.
"Uyuşturucu Savaşı", Ürdün'ün geçtiğimiz mayıs ayından itibaren Suriye'nin derinliklerinde yürüttüğü hava saldırılarını da içeren askeri operasyonlarına verdiği isim.
Suriye rejimi direniş ekseninin önemli bir bileşeni olarak görülse de, İsrail'in Gazze'ye yönelik sürdürdüğü savaşa ilişkin net bir tutum sergilemekten kaçınıyor!
2022 yılı ile karşılaştırıldığında 2023 yılı DAEŞ’in Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonlarda gözle görülür bir artışa sahne oldu. Bununla birlikte operasyonların hızı bölgeden bölgeye değişiklik gösteriyor.
Suriye Demokratik Güçleri ve Arap aşiretleri arasındaki ilişkiler aşiretten aşirete büyük farklılıklar gösteriyor
6 Şubat 2023’te Suriye’yi vuran yıkıcı deprem felaketi, Ürdün Kralı II. Abdullah’ın 2021’de açıkladığı ilk normalleşme girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından bazı Arap ülkelerinin rejimle ilişkileri normalleştirme amacıyla ikinci bir girişim başlatmalarının insani bir gerekçesini oluşturdu.
Deyrizor’da SDG’nin kontrolündeki bölgelerde yaşanan protestolar ve istikrarsızlık durumunun sebepleri ve talepler çeşitlilik gösteriyor. Ancak bunların çoğu doğrudan veya dolaylı olarak yerel yönetimin durumu ve bu bölgeleri yönetmek için kullanılan mekanizmalarla ilgili.
Dördüncü ve Beşinci Kolordu'nun oluşumu, rejimin üzerinde çalıştığı Suriye toplumunun askerileştirme düzeyinden mezhebin askerileştirilmesi düzeyine geçtiği anlamına geliyor.
Yardımcı kuvvetler, rejimin 2011’den sonraki ilk yıllarda oluşturmaya çalıştığı silahlı birimler arasında yer almaktadır.
Suriye 2011’den bu yana sürekli bir düzensiz göç hareketine şahit olmaktadır. Bu tarihten itibaren ilki 2012 yılında, ikincisi 2015 yılında, üçüncüsü ise 2021 yılında zirve yapan 3 büyük göç dalgası görüldü
2011’den sonra Suriye’deki iktidar toplumun işlerine müdahale etme gücünü nispeten kaybetti. Bu da bazı oluşumlar aracılığıyla sivil toplumun kademeli olarak ortaya çıkmasını sağladı.
BM büyükelçisinin Suriye misyonunun üzerinden 4 yıl geçti. “Adıma karşı adım” yaklaşımı siyasi süreçte ilerleme sağlanmasına katkı sağlamadığı gibi siyasi çözümle ilgisi olmayan yeni unsurlar ekledi. Bu da 2254 sayılı kararın uygulanma ihtimalini daha da karmaşık hale getirdi.
Suriye rejimi güçlerinde insan gücünü tamamlama oranlarındaki ciddi eksiklik, yaygın olumsuz olaylardan, özellikle de zorunlu hizmetin yerine getirilmemesinden kaynaklanmaktadır.