Suriye'deki aktörlerin “adıma karşılık adım” yöntemine yaklaşımı
“Adıma kar ş ılık adım” yakla ş ımı, 2023'ten sonra Arap ülkelerinin konu ş malarında, giri ş imlerinde ve toplantılarında yeniden konu ş ulmaya ba ş ladı. Bu yakla ş ım, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in 2254 (2015) sayılı kararı uygulamak için dayandı ğ ı ana mekanizma olarak kabul ediliyor.
Ancak Özel Elçi'nin görevinin üzerinden 4 yıl geçmesine ra ğ men, yakla ş ımın siyasi süreçte bir atılım veya ilerleme sa ğ lanmasına katkı sa ğ lamadı ğ ı, uluslararası ve yerel aktörlerin bu yakla ş ıma yönelik farklı tutumlara sahip oldu ğ u ve 2254 sayılı kararı uygulama ş ansını daha da karma ş ık hale getirdi ğ i ortaya çıktı. Çünkü bu yakla ş ım siyasi çözümle ilgisi olmayan yeni unsurlar ekledi. Ayrıca Geir Pedersen karar çerçevesinde yakla ş ımı sürdüren bir inisiyatif ortaya koyamadı.
Yakla ş ımın ba ş arısızlı ğ ı, çe ş itli tarafların öncelikli olarak endi ş elerini ve sorunlarını çözmek amacıyla ikili giri ş imler yoluyla onu sömürmelerine kapı araladı. Bu da yakla ş ımı büyük ölçüde da ğ ıttı ve 2254 sayılı karara uygun siyasi süreci olumsuz etkiledi.
Bu rapor, uluslararası ve yerel aktörlerin, BM elçisinin ana mekanizması olan “adıma kar ş ılık adım” yöntemine yakla ş ımını ve bunun, yöntemin yanı sıra siyasi süreç ve Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı üzerindeki etkisini ele almaktadır. Bu rapor, tarafların bu yakla ş ımı anlama ve ona yönelik davranı ş ı konusundaki farklılıkları açıklayarak uzmanlara, payda ş lara ve karar vericilere hitap etmektedir.