Türkiye'nin Yeni Stratejisi SDG Bölgelerindeki Yönetim Şeklini Değiştirecek mi?
Nis 17, 2024 167

Türkiye'nin Yeni Stratejisi SDG Bölgelerindeki Yönetim Şeklini Değiştirecek mi?

Font Size

Türkiye, 2023'ün sonundan itibaren PKK'yı ve bağlı kurumları hedef alan yeni bir strateji başlatmıştır. Bu strateji, PKK'nın Irak ve Suriye arasındaki birliğini kesmenin ve güvenlik ile askeri alandaki hedeflerin yanı sıra hava operasyonlarının PKK'nın Suriye'deki tüm altyapı ve üstyapı tesislerini kapsayacak şekilde genişletilmesine dayanmaktadır.

Türkiye 2024 yılının ilk çeyreğinin sonu itibarıyla, Suriye ve Irak'ta PKK ve bağlı örgütlere karşı en az 5 hava askeri saldırısı gerçekleştirmiştir. Bu saldırılar, PKK'nın doğrudan veya dolaylı olarak kullandığı ve kontrol ettiği enerji tesislerinin ve altyapısının büyük oranda tahrip edilmesine ve ikinci derece ve altındaki liderlerin etkisiz hale getirilmesine yol açmış, ancak PKK içindeki ana kadrodaki liderleri vurmayı henüz başaramamıştır. Bu durum PKK'nın, Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerindeki tüm devlet kurumları üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak kontrolünün devam edişine ek olarak konuşlandığı bölgelerde Türk askeri veya sivil kurumlarına karşı defalarca terör operasyonları yürütme kabiliyetinin devam ettiği anlamına gelmektedir.

Bu yeni strateji, PKK'yı, Türk hava saldırılarının oluşturduğu tehditle başa çıkmak için yeni mekanizmalar ve yollar aramaya zorlamış, büyük bir baskıyla karşı karşıya bırakmış ve operasyonların hacmi ve altyapı tesislerine verdikleri zararın boyutu artmıştır. Türkiye'nin önümüzdeki yaz aylarında Irak ordusunun da katılımıyla Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik büyük bir kara operasyonu başlatması mümkündür.

İçerde ise PKK, yerel siyasi, sosyal ve diğer güçlerin bölgenin yönetimine daha fazla katılımı konusunda açık olduğunu resmi olarak gösterecek, yerel meclis ve belediye seçimleri ile öz yönetim kurumları seçimlerinin hızlandırılması ve düzenlenmesi, hala sivil ve askeri yönetim yapısını yeniden inşa etme sürecinde olan Deyrizor gibi bazı bölgelerin yönetimine aşiret güçlerinin daha fazla katılımının sağlanması gibi önlemler almak üzere bağlı kurum ve kuruluşlarını yönlendirme yoluna başvurabilir. Ancak tüm bu adımlar, özellikle PKK liderlerinin ve kadrolarının bölgeyi yöneten tüm sivil, askeri ve güvenlik kurumlarının denetleyicileri ve dolaylı yetkilileri olarak varlığını sürdürmesi halinde, bu bölgelerdeki gerçek yönetim biçimini değiştirmeyecektir.

Dışarıda ise PKK'nın, Türkiye'nin yeni stratejisinin temsil ettiği baskı ve artan tehdidin üstesinden gelmek için Suriye rejimi ve Rusya ile elektrik, petrol ve gaz gibi bazı kilit sektörlerin yönetimine, Türkiye'nin bu tesisleri hedef almaya devam etmesi ve PKK'nın bunları tek başına koruyamaması veya yönetememesi halinde kendi kurumları aracılığıyla daha geniş katılım sağlanması konusunda müzakereler yapmak gibi Suriye'deki veya dışındaki yerel veya uluslararası taraflarla müzakereler yapması mümkündür. Bu da, rejim ile Demokratik Birlik Partisi (PKK'nın Suriye kolu) arasında 2012'den bu yana var olan, petrol ve doğal gaz sektörünün gelirlerinin paylaşılması, yönetimi ve altyapı tesislerinin organize edilmesi konusundaki anlaşmanın genişletilmesi olasılığı anlamına gelmektedir.

Ayrıca PKK, ABD'nin desteklediği ve denetlediği Demokratik Birlik Partisi ile Kürt Ulusal Konseyi arasındaki müzakerelerin yeniden başlatılmasına engel olan tutumundan vazgeçmek zorunda kalabilir ki 2020 yılı sonundan bu yana iki parti arasında herhangi bir görüşme yapılmamıştır.

Sonuç olarak Türkiye'nin ekonomik tesisler, petrol, gaz ve altyapı tesislerini hedef alan yeni stratejisini uygulamaya devam etmesi, yerel yönetimin ve SDG'nin bölgeyi yönetme becerisini zayıflatacak ve sonuç olarak PKK diğer kürt oluşumlarla müzakereleri yeniden başlatmak zorunda kalacaktır. Bu durum, yerel siyasi güçlerin daha fazla katılımını sağlayabilecek ve PKK'ya bağlı yabancı unsurların rolünü ve yeteneğini zayıflatabilecek veya bu bölgelerin ortak yönetimi konusunda rejim ve Rusya ile müzakerelere yeniden başlamaya zorlayacaktır. Bu da partinin kaynaklarında ve kendisi ile bağlı örgütleri için önemli bir finansman kaynağı olan tesisler üzerindeki kontrolünün azalmasına yol açacaktır.