12 Ocak 2023’te Türk kuvvetleri, Halep’in kuzeyindeki Afrin ile temas hattında yer alan Nabul ilçesine bağlı Mayassa beldesinde Suriye rejim güçleri, İran milisleri ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) bulunduğu ortak bir noktayı hedef aldı.   

Bu saldırı, Ağustos 2022’de Halep’in doğusundaki Ayn el-Arab ilçesine bağlı Çarıklı kasabasında rejim güçlerine düzenlenen saldırıya benziyor. Aynı şekilde 2022’nin Kasım ayında Deyrezor’un kuzeyindeki Mekmen köyünde SDG’ye ait bir yerin hedef alınmasına da benziyor.   

Bu tekrar eden saldırı şekli, Türkiye’nin 2016’dan itibaren Suriye’de düzenlediği konvansiyonel askeri operasyonlara alternatif olarak kullanmaya başladığı bir yönteme işaret ediyor. Kara operasyonlarının düzenlenmesine elverişli siyasi koşulların olmadığı bir ortamda bu yöntem, düşman üzerinde istenen etkiyi elde etmek için ani harekete, sürekli izlemeye ve keşfe dayanan yıldırım saldırılarına dayanıyor.   

Rejim güçlerinden 3 subayın ölümüne yol açan Meyyase kasabasının yakın zamanda hedef alınması birkaç noktaya işaret ediyor. Önemli olanlarını şu şekilde sıralayabiliriz:   

• Hedef alınan yer rejim subaylarının İranlı milislerle yaptığı bir toplantıya ev sahipliği yapıyordu. Bu toplantı söz konusu eksendeki bir görevin planlama ve yürütmeni hedefliyor gibi görünüyor. Bu görevin hazırlanmasının arkasında İran’ın olduğu düşünülüyor. Çünkü İran, Rusya’nın himayesinde Türkiye ile rejim arasında onsuz devam eden normalleşme sürecine olumlu bakmıyor.    
• Askerî açıdan bakıldığında hedef alınan yer, noktayı kontrol eden herkes için yüksek etkiye sahip stratejik bir nokta konumunda. Bu yer Afrin’e yakın olup ateş etkisi yaratabilir. Ayrıca SDG’nin Türk toprakları içinde ateş açmak istemesi durumunda Suriye-Türkiye sınırına yakın bir yerde. Ek olarak İran milislerinin konuşlandığı “Nübül ve Zehra” kasabaları için savunma hattını oluşturuyor.   
• Öte yandan bu yer Suriye muhalefetine ait bölgeleri bombalamak için ilk defa kullanılmıyor. Rusya Ukrayna’daki savaşın başlamasından önce Türkiye’ye baskı yapmak için buna başvurmuştur. Ancak şu an baskı yapmak isteyen taraf İran gibi görünüyor.   
• Türk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen tüm yıldırım operasyonları, birliklerinin konuşlandırıldığı bölgelerde ve düşman topraklarının derinliklerinde temas eksenlerinde hedef alacakları yerlerin bir listesinin bulunduğunu gösteriyor.    
• Saldırı, Suriye rejimi ve müttefiklerinin herhangi bir girişim ve manevrasının tespit edilmesi durumunda Türkiye’nin müzakere yolundan askeri yola geçme yeteneği ve isteğinin olduğunu gösteriyor.   

Özetle Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden tüm taraflara yönelik yıldırım askeri operasyonlar uygulaması Rusya ve ABD tarafından kabul edilebilir görünüyor. Bu saldırılar Türkiye’nin sahip olduğu bilgi ve verilere göre yerleri hedef almaktan önemli kişileri hedef almaya varabilir. Buna SDG, İran veya rejimle bağlantılı listeler de dahildir.