Suriye Rejimi Neden İslami Sukuk İhraç Etmeye Yöneliyor?
Maliye Bakanlığı'nın 15 Ağustos 2024 tarihli açıklamasına göre Suriye rejimi, "Egemen İslami Sukuk" adı altında yeni bir tür devlet tahvili ihracına yönelik bir projeyi gerçekleştirmeye hazırlanmaktadır. Rejim ilk kez hazine ve sukuk sahiplerine gelir getiren kamu yatırım projelerini hedefleyen ve özel kurumların üretim projelerini finanse etmek için İslami tahvil ihraç etmelerine olanak tanıyan bu tür araçları ihraç etmeye çalışmaktadır.
Sukuklar, bir veya daha fazla şeri sözleşmeye dayalı olarak yatırımcılar adına ihraç edilen eşit değerde belgelerdir. Varlıklardaki veya mevcut projelerdeki sahip olunan pay yoluyla, varlıklarındaki mülkiyet haklarını ifade eder ve şeriat kurallarına uygun olarak alınıp satılabilirler. Bu, sukuk sahibinin varlıkların kârına veya getirisine sahip olduğu anlamına gelir, riskleri ve bundan kaynaklanabilecek tüketimi, hasarı veya kayıpları da beraberinde getirir ve Şam Borsası'nda işlem görebilir.
Hazine bonosu ise tam tersine, hükûmetler tarafından ihraç edilen, sabit veya değişken faizli, belirli aralıklarla ödenen bir borçlanma aracı olarak değerlendirilmektedir. İhraç edenin bono satın alanlara karşı yükümlülükleri vardır. Sahibine, kredi tutarına ek olarak garanti edilen faiz tutarıyla temsil edilen bir finansal getiri sağlar. Temel olarak bütçe açığını finanse etmeyi amaçlamaktadır ve faiz veya anaparanın ödenmeme riski gibi kredi risklerini barındırmaktadır.
Daha önce rejime bağlı Para ve Kredi Konseyi, faaliyet gösteren İslami bankaların belirlenen kontrollere uygun olarak İslami sukuk ihraç etmesine izin verilmesini içeren 7 Temmuz 2022 tarihli 205/M.N sayılı kararı yayınlamıştır. Bu kararda, ihraç edilmesine izin verilen sukuk türlerini, bu sukuklarla finanse edilen projelerde karşılanması gereken koşulları, alış ve satış koşullarının, tahvil ihraç edenin görevlerinin ve ihraç usulünün belirlenmesi öne çıkmaktadır.
Rejim, 2020'den bu yana bütçe açığının yalnızca küçük bir oranını karşılayan hazine bonosu gibi mali araçları kullanmaya başlamıştır. İhraç yapılan yıllarda en yüksek karşılama oranı 2020 yılında %11,4 olmuştur. Cari açığı karşılama oranı 2024 yılına kadar kademeli olarak düşerek sadece %0,3'e ulaşmıştır. Ayrıca tahvilin vadesi geldiğinde geri kazanılan tutarın değerinin, tahvilin satın alındığındaki orijinal değerine göre oranı oldukça düşüktür. Suriye lirasının değerinin düşmesi nedeniyle tahviller gerek bütçe açığının kapatılması gerekse kar elde edilmesi hedeflerine ulaşma konusunda etkisiz bir finansal araç haline gelmiştir.
Rejimin ihraç ettiği hazine bonoları, devlet bankaları ve özel bankalar, devlet kurumları, tüzel kişiler, Suriyeli veya yabancı kişiler, iş adamları ve hatta Rusya ve İran gibi diğer ülkelerin hükümetleri gibi pek çok kuruluş ve kişi tarafından satın alınabilmektedir.
Ancak hazine tahvillerinin bütçe açığını finanse etme gibi hedeflerine ulaşamamasıyla birlikte tahvil sahiplerinin oranının düşük olması nedeniyle kullanışlı değildir. Ayrıca birçok tahvil sahibine göre yasal olarak kabul edilemez görülen bir faize de sahiptir. Rejimin İslami sukukları diğerlerine tercih etmesi, büyük projelere uluslararası yatırımın az oluşu göz önüne alındığında, özellikle şu anda ekonomiyi canlandırmak için güvenilen küçük ve mikro işletmeler gibi hedeflenen kuruluşların hazine bonosu alma ve üzerinde çalıştığı projeleri finanse etme ihtimalinin yanı sıra, özellikle Arap ülkelerinden uluslararası tahvil alıcıları gibi daha fazla sayıda yeni tahvil alıcısı çekmeyi amaçlamaktadır.
Sonuç olarak rejim hazine bonosu hedefine ulaşamamıştır. Ekonomik performansa olan güven eksikliğinin yanı sıra, yüksek yoksulluk oranı nedeniyle sıradan insanların tahvil ihracında bulunamamaları, rejimle ortaklık korkusu ve bu tahvillerin Suriye lirasının zayıflığından kaynaklana zayıf kârı gibi çeşitli nedenlerden dolayı İslami sukukun da faydalı olması veya amacına ulaşması beklenmemektedir.