İranlı milisler Suriye'nin kuzeybatısında sahada yeni bir gerginliğe öncülük ediyor
Font Size
İranlı milisler Suriye'nin kuzeybatısında sahada yeni bir gerginliğe öncülük ediyor
Mayıs 2022’nin başından itibaren Suriye'nin kuzeybatı bölgesi yeni bir saha gerginliğine şahit oluyor. Gerginlik, Halep’in batısı ve İdlib’in güneyini kapsıyor.
Gerginliğin en belirgin aşaması, 8 Mayıs'ta Ulusal Kurtuluş Cephesi'ne bağlı bir askeri grubun hedef alınmasıydı. Ardından 13 Mayıs'ta Halep'in batısındaki Şeyh Süleyman bölgesindeki bir Türk askeri üssüne saldırı düzenlendi.
İran bağlantılı milisler, mevcut gerilim süreçlerinde kilit rol oynuyor. Türk askeri üssüne yönelik bombalı saldırı, Halep'in batısındaki Kuptanu’l-cebel bölgesinden düzenlendi.
Nisan 2022'nin başından sonra İranlı milisler, Halep'in batısına askeri takviye yaptı ve bu güçleri, Zeytin Dalı Harekatı ve Fırat Kalkanı bölgelerine bakan noktalara yerleştirdi.
Bu bölgede ayrıca, Nübül ve Zehra şehirlerinden savaşçıların oluşturduğu ve Hizbullah’a bağlı “Kasım Süleymani Alayı” güçleri de bulunuyor. Bu alay, Halep'in kuzeyindeki Afrin ile Azez arasındaki hat üzerinde topçu ve füze saldırıları düzenliyor.
Ulusal Kurtuluş Cephesi, 13 Mayıs'ta Halep'in batısındaki 111. Alay yakınlarında Kasım Süleymani Alayına saldırı düzenledi. Saldırıda en az 12 unsuru öldürüldü.
Genel olarak yeni gerilim, 8 Mayıs'ta Beşşar Esed'i Tahran'da kabul ederek siyasi sahnede ivme kazanmak isteyen İran'ın askeri sahneye geri dönüşünü açıkça yansıtıyor.
Buna göre İran'ın, Suriye'nin kuzeybatısındaki son askeri faaliyetleriyle üç ana hedefe ulaşmayı amaçladığını söylemek mümkün:
• Irak'taki Türk askeri faaliyetlerine bir cevap olarak Türkiye'ye daha fazla askeri baskı uygulamak. İran, Türkiye’nin Irak’taki faaliyetlerini hoş karşılamıyor.
• İran, Rusya ve Türkiye arasındaki ikili anlaşmalar nedeniyle Suriye’nin kuzeybatısındaki cephelerde varlığı azalmış olan İranlı milisleri Suriye'de yeniden dağıtmak ve yaymak için Rusya'nın Ukrayna'daki çatışmayla meşgul olmasını kullanmak istiyor.
• İran, Suriye'deki askeri varlığını korumanın yanı sıra nükleer anlaşma müzakerelerinde bölgeye müdahalesini azaltma çağrısında bulunan ABD'ye bu konuda mesaj göndermek istiyor.
Aslında İran'ın kuzeybatı Suriye'de yürüttüğü askeri faaliyetler, Rusya'nın bundan hoşlanmadığı, bunu kabullenmediği ya da reddettiği anlamına gelmiyor. Aksine iki taraf arasında koordinasyon bile olabilir. Rusya bundan sonraki süreçte bundan yararlanma fırsatını kaçırmayacak ve bölgede ateşkesin sürdürülmesi için Türkiye karşısında kendisini yeniden arabulucu veya garantör olarak sunmaya çalışacaktır.
Buna göre gerginliğin çatışmalara dönüşmesi olası görünmüyor. Çünkü Suriye'nin kuzeybatısındaki yüksek düzeydeki askeri hareketlilik -her ne kadar rejimin ve İran'ın çıkarlarına hizmet etse de- mevcut gerçekler ışığında Türkiye ve Rusya için iyi bir seçenek olarak görünmüyor.