Birleşmiş Milletler ile Suriye rejimi arasındaki mutabakatın başarısız olma işaretleri
Eyl 10, 2023 828

Birleşmiş Milletler ile Suriye rejimi arasındaki mutabakatın başarısız olma işaretleri

Font Size


Birleşmiş Milletler ile Suriye rejiminin, Babü’l-heva (Cilvegözü) kapısından insani yardım girişine 6 ay süreyle izin verilmesi ve Babüsselame ve Rai sınır kapıları geçişleri üzerinden Suriye’den yardım girişi izninin 3 ay süreyle uzatılması yönünde anlaşmaya varmasının üzerinden iki hafta geçti.     

Ancak iki taraf arasındaki mutabakat gereğince Babü’l-heva kapısından insani yardım teslimatına şu ana kadar yeniden başlanmadı. Bu nedenle 21 Ağustos Pazartesi günü Güvenlik Konseyi’nde özel bir oturum yapılması ve Suriye’deki insani durumu tartışmak üzere kapalı istişareler yapılması talebi gündeme geldi.     

Mutabakata göre rejim, terörist olarak kabul ettiği yapılarla (geçici hükümet ve kurtuluş hükümeti) herhangi bir temas kurmamak için Birleşmiş Milletler’e Babü’l-heva kapısını kullanma izni verdi. Rejim ayrıca ülkenin kuzeyinde kontrolü dışında kalan bölgelerde yardımların Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile Suriye Arap Kızılayı’nın denetiminde dağıtılmasını ve insani yardım operasyonlarında tek taraflı yaptırımların uygulanmamasını şart koştu.     

8 Ağustos 2023’te BM’nin İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Martin Griffiths, Güvenlik Konseyi’nden BM izleme mekanizmasına ilişkin revize edilmiş bir yetki belgesi talep etti. Bu mekanizma Rusya’nın 2672 (2023) sayılı kararın uzatılmasına karşı 11 Ağustos 2023’te veto hakkını kullanmasıyla sona ermişti. Kararın sona ermesiyle birlikte Babü’l-heva kapısındaki Birleşmiş Milletler misyonunun görev süresi de sona erdi.     

Görünüşe göre Birleşmiş Milletler’in talebi, rejimin Rai ve Babüsselame sınır kapılarından yardım girişinin 13 Kasım 2023’e kadar 3 ay süreyle uzatılmasına izin veren mesajına yanıt olarak geldi. Bu izin sevkiyatların sıkı ve bağımsız bir şekilde takibi için gerekli düzenlemeleri yerine getiren değiştirilmiş yeni bir mekanizma formülünün kullanılması gibi yeni koşullar içeriyordu. Mutabakat yürürlükte olan 2165 (2014) sayılı mekanizmaya göre çalışmaların devam etmesi üzerineydi.     

Halihazırda yürürlükte olan izleme mekanizması, Birleşmiş Milletler’in Suriye’ye komşu ilgili ülkelerin rızasıyla, insani yardım malzemelerinin ilgili Birleşmiş Milletler tesislerine gönderilmesini takip etmesini ve bundan sonra sınır kapıları yoluyla Suriye’ye geçmesi için komşu ülkelerin gümrük yetkilileri tarafından açılmasını izlemesini gerektirmektedir. Görünüşe göre rejim, Türk gümrük yetkililerinin sevkiyat üzerindeki kontrolünü yeterli görmüyor ve ek olarak başka yetkililerin de olması gerektiğini düşünüyor.     

Böylece Suriye’ye insani yardım giriş mekanizması, Güvenlik Konseyi içindeki bölünmenin yeniden ortaya çıkmasıyla bir kez daha bilinmeyen bir akıbetle karşı karşıya kalıyor. Bu mekanizmayla ilgili şu an 5 senaryo var:     

  • Güvenlik Konseyi’nin bir basın açıklaması veya başkanlık açıklaması gereğince mutabakata göre çalışmak. Bu da önceki kararların geçerli olmasıyla insani yardım girişine devam edilmesini ve Birleşmiş Milletler’in, yardımların sıkı ve iyi bir şekilde izlenmesi ve Güvenlik Konseyi’ne bildirilmesi yönünde tavsiyelerde bulunmasını öngörüyor.     
     
  • 2165 (2014) sayılı karardan değiştirilmiş bir mekanizmaya göre çalışmak. Rejimin isteği de bu yöndeydi. Bu da izleme mekanizmasında değişiklik yapılmasıyla birlikte erken toparlanma ve sınırlar arası yardım konuları gibi 2672 (2023) sayılı kararın maddelerine göre çalışmaya devam etmek anlamına geliyor.     
     
  • 2165 (2014) sayılı karar kapsamında yer alan eski mekanizmaya göre faaliyet göstermek. Bu da 2672 (2023) sayılı kararın uzatılması anlamına geliyor. P3 Grubu (ABD, İngiltere, Fransa) ve diğer bazı benzer düşüncelere sahip üye devletler bunu destekliyor. Bu ülkeler öngörülebilir ve engelsiz bir akışı kolaylaştırmak amacıyla kapılar yoluyla yardımların ulaştırılması için Güvenlik Konseyi’nden yetki almayı tercih ediyor.     
     
  •   Güvenlik Konseyi kapsamı dışında ikili bir mekanizmaya göre çalışmak. Kuzeybatı Suriye’ye yardım ulaştırılmasının Birleşmiş Milletler ile rejim arasında ikili bir mesele olduğuna inanan Çin, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin talebi de bu yönde. Bu ülkeler 2672 sayılı kararın veto edilmesinden sonra kapılar yoluyla yardım mekanizmasını yeniden yetkilendiren bir kararın bulunmamasının, Güvenlik Konseyi’nin Suriye’deki insani konulara yönelik tüm müdahalelerini reddettiğini ve önceki kararlarda yer alan tüm hükümlerin etkisini iptal ettiğini düşünüyor. Ayrıca 2672 sayılı kararda yer alan Suriye’deki insani gelişmelere ilişkin raporlamanın artık geçerli olmadığını belirtiyor.     
     
  •  Güvenlik Konseyi kapsamı dışında, bağışçılara yönelik bir mekanizmaya göre çalışmak. Çünkü rejim ile Birleşmiş Milletler arasındaki ikili mutabakatın çöktü ve P3 grubunun Birleşmiş Milletler aracılığıyla Suriye'ye yapılan yardımlara alternatif olarak, İnsaf mekanizması gibi bağışçılara özel bir fon aracılığıyla yardım sağlamayı tercih etti.     

Sonuç olarak Suriye’ye yardım girişi mekanizması konusunda Güvenlik Konseyi içindeki bölünme göz önüne alındığında, Birleşmiş Milletler’in rejimle olan mutabakatı, özel oturumda ve kapalı istişarelerde üyelerin, kapılar yoluyla insani yardımın ulaştırılmasına devam edilmesini sağlayacak bir anlaşmaya varmaması durumunda uygulanmaya başlamadan çökecek gibi görünüyor .