Dünyanın en büyük uluslararası denizcilik şirketlerinden biri olan Danimarkalı Maersk Deniz Taşımacılığı Şirketi, son dönemde özellikle lojistik açıdan karşı karşıya kaldığı büyük zorlukları gerekçe göstererek 2024 yılından itibaren Suriye’ye yönelik ve Suriye’den yürüttüğü nakliye operasyonlarını durdurduğunu duyurdu. Şirket askeri ve güvenlik malzemeleri ile akaryakıtı yasaklayan Avrupa Birliği yaptırımlarına uyumlu olarak Suriye’ye gıda ve tıbbi malzeme nakliyesi için seferler düzenliyor. Resmî kurumlarla değil, özel sektörle çalışan şirketin, Suriye’de çalışmalarını doğrudan koordine etmek amacıyla Şam, Lazkiye ve Tartus’ta 4 ofisi bulunuyor. 

Bu karar, Suriye’de faaliyet gösteren uluslararası şirketleri, özellikle de Batılı şirketler, mal azlığı, sigorta zorluğu ve cezalara maruz kalma ihtimali ve dolayısıyla düşük kar düşük ve yüksek riskler nedeniyle faaliyetlerini durdurmaya teşvik edebilir. Ancak bu, çoğu durumda malzemelerin Suriye’ye ve Suriye’den dünyaya yönelik akış hareketini etkilemeyecektir. Çünkü nakliye işlemlerinde büyük şirketlerin yerini başta Rusya, Venezüella ve Kolombiya menşeili şirketler olmak üzere küçük şirketlerin alması bekleniyor. Bu şirketler, uyuşturucu kaçakçılığı gibi faydalanabileceği çeşitli yasaklı alanlarda çalışacaktır. 

Aslında Suriye’ye ve Suriye’den nakliye işi yapan büyük bir uluslararası nakliye şirketlerinin kapatılması kararı, rejimin Batı’nın ekonomik yaptırımlarının, yaşam için gerekli gıda, ekipman ve malzeme tedarikini etkilediği yönündeki daha önceki iddialarını yalanlıyor. Karar ayrıca, rejim bölgelerindeki üretim sisteminin daha fazla kesintiye maruz kalmasına ve çok sayıda tüccarın sistem dışına çıkmasına sebep olacağını gösteriyor. Nakliyeye eşlik eden hizmetlerin zayıf olmasının, yaptıkları ticari faaliyetlerinin etkisizliği nedeniyle daha fazla şirketi Suriye pazarından çekilmeye itmesi bekleniyor. 

Bütün ekonomik kaynakları savaşa hizmet etmek ve otoritesini pekiştirmek için seferber eden Suriye rejimi, herkesin kendisiyle doğrudan ticarete dahil olmasını istiyor. Bu da yerel ve uluslararası tüccar ve kurumları piyasadan çıkma veya rejimle çalışma seçeneğiyle karşı karşıya bırakıyor. Ancak bu yaklaşım ülkedeki ekonomiyi ve yaşam koşullarını daha da zora sokuyor. Zira hükümet, durumu istikrara kavuşturacak gerçek bir hizmet sunmuyor ve koşulları her geçen gün daha da zorlaştırıyor. 

Sonuç olarak bu karar, Suriye’deki birçok sektörün ekonomik açıdan ciddi problemlere maruz kalacağını gösteriyor. Büyük şirketlerin yerini küçük şirketlerin alması durumunda bile deniz taşımacılığı sektörünün, en az 1.200 şirkete uygulanan yüksek vergi ve harç oranları nedeniyle, zayıflayacağını gösteriyor. Bu politika, zaten harap olan üretim sektörünü yüksek oranda olumsuz etkileyecektir.