Esad Baas Partisi'nin Değerlerine Karşı mı Çıkıyor?
May 22, 2024 1456

Esad Baas Partisi'nin Değerlerine Karşı mı Çıkıyor?

Font Size

Beşşar Esad 4 Mayıs 2024'te, Suriye rejiminin Şubat ayı sonunda başlattığı seçim sürecinin sonu olması planlanan Baas Partisi Merkez Komitesi'nin genişletilmiş toplantısının başında bir konuşma yapmıştır. Bu toplantı, Nisan 2017'den bu yana mevcut olan bölgesel komutanlığın yerini alan merkezi komuta yapısında neredeyse tamamen değişikliğe yol açmış ve Mayıs 2017'de Baas Partisi Ulusal Komutanlığının kaldırılmasının ardından 2018 yılında bölgesel komutanlık olan ismi merkezi komutanlık olarak değiştirilmiştir.   

Baas Partisi'nin olağan bölgesel kongrelerinden farklı olarak genişletilmiş Merkez Komite toplantısı yalnızca seçim programını ele almıştır. Toplantı sırasında Beşşar Esad, parti medyasının programlanmamış ve uzun olarak tabir ettiği bir konuşma yapmıştır. Genel olarak Suriye'nin durumuna, siyasi çözüme, Suriye'deki yabancı güçlerin varlığına veya rejimin kontrolü dışındaki bölgelerdeki ekonomik duruma değinmemiştir. Konuşmada parti kongrelerinin gündemlerine benzer şekilde üç ana konu yer almıştır: Örgütsel durum, ekonomik durum ve siyasi durum.   

1.   Örgütsel Durum:   

• Esad, konuşmasında -parti geleneğine aykırı bir şekilde katılımcılarla tartışmadan- Baas'ın gerçekliğine ilişkin bir dizi yeni terim ortaya koymuştur. Parti yönetiminin Arap devletleri düzeyinde ulusal örgütsel durumdan uzaklaştığını vurgulayarak, partinin ve devletin yeniden konumlandırılmasından ve bu adımın normalleşme yolunda Arap ülkelerini memnun edeceğini umduğundan bahsetmiştir.   

• Özgürlüklerden ve partinin dinle ilişkisinden bahsetmiş, sağcı veya İslami hareketlerin parçası olarak tanımlanan muhalifleri karşısında kendisini küresel siyasi sol hareketin bir parçası olarak yeniden tanımlamayı amaçlayan siyasi propagandada devletin laikliğine vurgu yapmıştır. Böylece Batılı sol hareketlerle normalleşmesi hızlanacaktır. Ayrıca konuşmasında uluslararası izolasyonun sona erdirilmesi fırsatına destek vermiştir.   

• Kendi yönetim projesinin siyasi entelektüel yapısına açıkça çağrıda bulunarak, ideolojik partileri ve gerekliliklerini savunmuştur. İdeolojik olmayan partilerin geçici, pragmatik olduğu fikrini ortaya koymuş, parti doktrininin ulusal, insani, medeni düşünceye dayanması çağrısında bulunmuş ve partinin milliyetçi tabiatı olarak tanımladığı şeyleri eleştirmiştir.   

• Merkezi seçimlerin partinin tek seçim bölgesi şeklinde yapılmasını eleştirmiş, önceki konuşmalarında partinin siyasi yolsuzluğunun nedeni olarak gördüğü liste usülü seçime geri dönülmesi ihtimaline dikkat çekmiştir. Bu, çok açık bir çelişkiyle, Esad'ın parti içindeki yolsuzluğa çözüm bulma konusundaki isteksizliğini ortaya koymaktadır.   

• Partinin karşı karşıya olduğu örgütsel sorunların çoğunu, parti liderlerini dinlemeden sunmuş ve on yılı aşkın bir süredir yapılan en önemli örgütsel toplantıda yaptığı konuşma çözümlerden yoksundu. Herhangi bir sorumluluk belirlememiş ve parti kongrelerinde alınanların dışında herhangi bir karar almamıştır. Esad, gelecekte yaşanacak köklü değişikliklerin sonuçlarının sorumluluğunu üstlenmemek için sorumlulukları parti görüşlerine bağlamıştır ki bu da, karar verme, kararlardan vazgeçme ve başarısızlıktan başkalarını sorumlu tutma konusunda kendisine esneklik kazandıracaktır.   

2.   Ekonomik Durum:   

• Esad, piyasa ekonomisine ilişkin uzun açıklamalarda bulunmuş ve eski sosyal politikaları eleştirmiştir. Ayrıca Çin'in komünist sistem içinde yürüttüğü piyasa ekonomisine dayalı ekonomik tecrübesinden övgüyle bahsetmiştir. Görünen o ki, 50 yılı aşkın süredir tek başına iktidarda olan ve en önemli hedeflerine ulaşamayan partinin başarısızlığını kabul etmeden, Sosyalist Parti ideolojisinden sapma ve amacına darbe olarak kabul edilen, rejimin uygulayacağı yeni bir ekonomik yaklaşımı teşvik etmektedir.   

• Esad, zararı esas olarak yolsuzluğa ve önceki zorunlu istihdam politikalarına yükleyerek, istihdam ve devlet desteklerinde yeni politikalara işaret ederek, sanayi ve tarım kamu sektörünün sorunlarını aktarmış ve bu sektörleri kaybeden olarak nitelendirmiştir. Görünen o ki tüm bu ifadeler, rejimin, kamu sektörünün ekonomik kaybını teşvik ederek başlayan, ardından imtiyaz hakkı verip yatırım imkanı sunarak yada doğrudan devlete finansman sağlamak amacıyla sabit varlıklarını satarak özelleştirmeye geçişe öncülük edecek şekilde görevlerini ve sosyal politikalarını terk edeceği kademeli bir özelleştirme sürecinde izleyeceği yeni politikalara işaret etmektedir. Çin gibi bir ülkeyle ortaklık, imtiyaz anlaşmalarının imzalanması ve yatırım hakları verilmesi, Esad'ın yeni hedefi olan piyasa ekonomisine geçiş konusunda yardımcı olabilir.   

3.   Siyasi Durum:   

• Esad, bunları çözüm olarak değil, kendisine dayatılan ve hiç inanmadığı yollar olarak ele aldığı ve sürekli ertelemeye çalıştığı için, Suriye siyasi gerçekliği ve siyasi çözüme giden yolla ilgili konuşmayı ihmal etmiştir. Müttefikleriyle işbirliği içinde uygulamış olduğu diğer yolları ve politikalar için zaman kazanmaya çalışmaktadır.   

• Gazze'deki savaşa değinerek direniş ekseninde var olduğunu ve destek verdiğini vurgularken, İsrail'in tehditlerine de boyun eğmiş, Golan'daki çatışma alanlarında gerçekleştirdiği hava saldırılarına ve başlattığı kara operasyonlarına yanıt vermemiştir.   

• Suriye muhalefetinin, rejimle normalleşmeye karşı Amerikan yasa tasarısını onaylama çabalarını ve direniş eksenine saldırı konusunda Amerika ile iş birliği içinde hareket ettiğini ifade edip, Gazze ile dayanışma içinde olmadığını öne sürerek tutumunu eleştirmiştir. Filistin davasına yeniden yatırım yapmış ve muhalefetin imajını bozmaya yönelik sürekli propaganda kampanyası yürütmüştür. Ayrıca Arap milliyetçilerine yönelik propagandasında, savaşta Filistinlileri destekleme konusunda gerçek bir rol oynamadığını düşünmelerini engellemek için bu düşünceleri kullanmıştır. Ayrıca yüz ifadeleri, rejimi yeniden işler hale getirecek projelerinin önünde bir engel olacak olan projenin Kongre'den geçmemesinden duyduğu mutluluğu da gizlememekteydi.   

Esad, rolünün azalmasına ve gerilemesine rağmen, iktidar sisteminin taşıyıcısı ve temel direği olarak Baas Partisi'ne tutunmaktadır. Partiyi, devlet kurumlarına nüfuz eden, istediği gibi şekillenen, arkasında totaliter mezhepçi yönetim sistemini saklayan, bu sisteme solcu bir konum kazandıran ve kontrolünü güçlendiren bir siyasi kılıf ve ağ olarak görmektedir.   

Son olarak Esad'ın Baas merkez komiye toplantısına katılması ve konuşmasında ister parti düzeyinde, ister siyasi, ister ekonomik anlamda olsun sorunları ve fikirleri sunup, sonuçlarını parti ve hükûmet kadrolarına yükleme yöntemini izleyerek çözüm önerileri sunmaması kasıtlı bir yaklaşım gibi görünmektedir. Bu yaklaşım, devleti partiden ayırma ilkesinden değil, İran'daki rejimi ve yüce rehberlik ilkesini taklit etmek, hükûmeti ve partiyi icra dairesine yerleştirmek ve ardından Suriye anayasası ve Baas Partisi sistemi dışındaki sorumlulukları üstlenmesi amacıyla Esad'ı rehber ve yönlendirici konumunda gösteren, uygulamayı kadrolara bırakan yeni bir politikanın benimsenmesinden kaynaklanmaktadır.   

Esad, kendisiyle normalleşme sürecine giren ülkelerin taleplerini karşılamak ve bunları müttefiklerinin taleplerine uyarlamak da dahil olmak üzere çok amaçlı bir politika çerçevesinde son dönemde aldığı bir dizi önlemle kendisini Suriye'de iktidardaki Baas rejiminin reform, gelişme ve davranış değişikliği sürecine yön veren kişi olarak göstermeye çalışmaktadır. Aynı zamanda Baas Partisi'nin değer ve hedeflerindeki bir dizi değişikliği ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Milliyetçi liderliği ortadan kaldırarak milliyetçilik ilkesini etkisiz hale getirmiş ve mesajının bir parçası olarak yalnızca Araplığı ve insanlığı yüceltmiştir. Ayrıca ulusal durumu ve yerel özellikleri öne sürüp, İran'daki Arap düşmanlarıyla ittifak kurarak Arap birliği hedefine de son vermiştir. Baskıcı, totaliter rejimlere uyum sağlama ve 2011'den bu yana Suriyelilerin özgürlük taleplerine karşı mücadele etme konusunda güçlü bir örnek ortaya koyarak özgürlük ilkesine karşı mücadele etmiştir. Esad'ın, rejiminin devamını ve güçlenmesini sağlamak amacıyla hükûmetine yeni mali kaynaklar sağlamak amacıyla özelleştirmeye ve devletin yerleşik varlıklarının ve doğal zenginliklerine ilişkin hakların satılmasına dayanan kapitalist bir deneyimin başlangıcı olarak, Çin'in devlet kapitalizmi deneyimini taklit edip piyasa ekonomisine dayanan ve sosyalizmin altına dinamit yerleştiren yeni bir ekonomik sistem oluşturmaya çalıştığı açıktır.