Suriye Rejimi Lübnan'daki Mülteci Krizinden Faydalanıyor
Eki 24, 2024 775

Suriye Rejimi Lübnan'daki Mülteci Krizinden Faydalanıyor

Font Size

Suriye rejimi, Hizbullah'a karşı 24 Eylül 2024'ten bu yana devam eden İsrail saldırılarından kaçan binlerce Lübnanlının kontrolü altındaki bölgelere akın etmesinin ardından hızla Lübnan'daki insani krizden faydalanmaya çalışmıştır. Beşar Esad, sınır geçişlerinden başlayarak kontrol noktalarına, devlet kurumları ve hayır kurumlarının sunduğu hizmet ve yardımlara kadar birçok konuda rejim yetkililerine bu krizle ilgilenmeleri talimatını vermiştir. Çeşitli hedeflere ulaşmayı amaçlayan bu çabaların en önemlileri şunlardır:

1.   İnsani desteği kendisine çekme çabası:

Rejim, Lübnan'da yaşananları, giderek ağırlaşan ve üzerindeki yükü artıran bir insani kriz olarak göstermeye çalışmaktadır. Beşar Esad'ın 8 Ekim'de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi'yi kabul etmesi bu durumu açıkça ortaya koymuştur. Bu görüşmede rejimin tüm zorluklara rağmen bu krizle mücadele için uluslararası örgütlerle işbirliği yapmaya hazır olduğunu ifade etmiştir. Rejim, kendisine yönelik Batı yaptırımlarını kaldırılması veya en azından insani yardım başlığı altında yaptırımlardan muaf tutulmanın kapsamını genişletme girişimiyle birlikte, deprem felaketinde olduğu gibi, bu kadar çok mülteciyi kabul etme bahanesiyle kendi kontrolündeki bölgelere destek çekmek için her türlü çabayı göstermektedir.

2.   Ekonomik desteği kendisine çekme çabası:

Rejim, Lübnanlı ve Suriyeli mültecileri kabul etmekle aynı zamana denk gelecek şekilde, kasıtlı olarak kontrolündeki bölgelerdeki ulaşım krizinin kötüleştiğini göstermektedir. Belki de bunu, petrol ürünleri konusunda kendisine destek çekebilme konusunda İran'a baskı kurmak için bir araç olarak kullanabilecektir. Kendisine kredi limiti kapsamında imkanlar sağlamasını talep etmesi beklenmektedir. İkili anlaşmaları uygulama konusundaki başarısızlığı, İran'dan günlük ihtiyacının %25 ila %50'sini karşılayan yakıtın gelişi konusunda sürekli kesintilere yol açmıştır.

Öte yandan rejim, kendi kontrolü altındaki bölgelerde artan akaryakıt krizinin varlığına dair sürdürdüğü propagandasını, son dönemde müzakereleri sürdürmeyi reddetmesinin ardından, bir dizi ikili müzakere başlatılması karşılığında kendisine sağladığı petrol sevkiyatını artırması konusunda özerk yönetim ile pazarlık yapmak için kullanabilir.

3.   Savaşla ilgili olumsuz konumunu örtbas etme çabası:

Rejim, Hizbullah ile ilişkileri konusunda siyasi ve askeri geri çekilme politikası izleyerek direniş taraftarlarını savaşa ilişkin tutumundan uzaklaştırmaya çalışmış, kınama bildirileri yayınlamakla ve Birleşmiş Milletler'i savaşı durdurmak için müdahalede bulunmaya çağırmakla yetinmiştir. Rejim, destek sağlama konusunda savaştan kaçan Suriyeliler yerine Lübnanlılara öncelik vermiştir. Beşar Esad, 24 Eylül'deki ilk çalışma gününde yeni hükümetine sağlık, ulaşım, barınma ve yardım alanlarında çeşitli şekillerde destek sağlanması ve mültecilerin sınır kapılarından geçişlerini kolaylaştırma talimatı vermiştir. Bu tavır, hükümetin yardım etmek için tüm imkanlarını sağlaması gereken Suriyelilere karşı göstermiş olduğu muamelenin tersiydi.

4.   Avrupa Birliği'ndeki bölünmeyi artırma çabası:

Rejim, Lübnan'dan dönen Suriyeli mültecilere karşı, bazen gözaltına alma veya tutuklamaya kadar varan güvenlik önlemlerinin yanı sıra, sınırlarda ve kontrol noktalarında gaspa dayalı yöntemler kullanarak mücadele etmiştir. Ancak bu konudan faydalanmak amacıyla binlerce kişinin geri kabul etmeyi ve Avrupalıları kontrolü altındaki bölgelerin, mültecilerin dönüşüne hazır olduğuna ikna etmeye yönelik politikalarını, Avrupa Birliği'nde mülteciler konusundaki bölünmüşlükten faydalanılarak, mültecilerin kabul edilmesinin kendisi ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesi ve kendisine yönelik yaptırımların kaldırılmasıyla sağlanmak zorunda olduğu düşüncesini güçlendirmeyi istemekteydi. Avrupa Birliği içindeki bölünmüşlük, İtalya'nın öncülüğündeki sekiz ülkenin, rejimle ilişkiler de dahil olmak üzere Suriye'deki durumun yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunduğu belgenin yayınlanmasına katkıda bulunmuştur.

Sonuç olarak Suriye rejimi, Lübnanlı ya da Suriyeli mültecilerin kendisine bağlılığını kazanmak için bu krizi manipüle ve istismar etmeye devam etmekle birlikte, güvenlik açısından ve siyasi açıdan davranışlarını değiştirerek, karşılığında bir şey sunmadan birçok uluslararası çevre ve kuruluştan menfaat elde ederek, 2023'teki deprem felaketinde izlediği yaklaşımı tekrarlamak amacıyla Lübnan'daki insani krizi ekonomik ve siyasi olarak ve propagandaya dönüştürmek için istismar etmektedir.