Suriye Rejimi ile normalleşme sürecinin başarılı olma fırsatlarında gerileme
Font Size
Suriye Rejimi ile normalleşme sürecinin başarılı olma fırsatlarında gerileme
Ürdün Kralı II. Abdullah, 19 Mayıs 2022'de yaptığı açıklamada Rusya'nın güney Suriye'de çekilmesinden sonra oluşacak boşluk ve İran’ın ve vekillerinin bunu doldurması sonucunda ülkesinin sınırlarındaki sorunların tırmanabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Bu açıklama, Ürdün Sınır Güvenliği Müdürü Tuğgeneral Ahmed Haşim Halifat'ın 16 Mayıs'ta Suriye Rejimi güçlerini uyuşturucu kaçakçılarını ve İranlı milisleri Ürdün sınırlarında kaçakçılık operasyonlarını desteklemekle suçlamasının ardından geldi. Bu suçlama, ilk defa resmi makamlar aracılığıyla dile getiriliyor.
Böylece Suriye Rejimi, iki ülke arasındaki Cabir-Nasîb sını kapısının Eylül 2021'de açılmasından bu yana Ürdün sınırındaki ihlallerden ve güvenlik sorunlarından ilk kez sorumlu tutuldu.
Ürdün'ün son açıklamaları, Rejimin güney Suriye'deki davranışından duyulan memnuniyetsizliği yansıtıyor. Rejim, İranlı milislerin faaliyetlerini engelleme gücüne veya arzusuna sahip değil. Bunun sonucunda ve Rejime bağlı Dördüncü Tümenin kolaylaştırması ve destek vermesiyle Şubat-Mayıs 2022 döneminde İranlı milislerin Der’a ve Süveyda'daki mevkilerinin sayısı arttı. Ayrıca Dördüncü Tümen, bu milislerle birlikte kaçakçılık operasyonlarına katılıyor ve Ürdün sınırı üzerinden uyuşturucu madde kaçakçılığı yapıyor.
Arap çevrelerinde Rejimle ilişkilerin normalleşmesine ilişkin konuşmalar, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline denk gelen Şubat 2022'den bu yana önemli ölçüde azaldı. Bu savaş, Rusya’nın Suriye'deki dış politikasının önceliklerini etkilemiş gibi görünüyor. Bu durum, Arapların Rejimle normalleşme sürecini doğrudan etkileyebilir. Bunun sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz:
• Rejimin Ulusal Güvenlik Ofisi başkanı Ali Memluk'un Şubat ayı sonunda ve ardından Beşşar Esed'in Mayıs ayının başında Tahran'ı ziyaret etmesinin ardından Araplar, Rusya'nın müsamaha göstermesinden dolayı İran’ın Suriye'deki artan nüfuzundan korkuyor. Bu da Ürdün ve Körfez ülkeleri gibi etkili Arap ülkeleri arasında Rejimi İran'dan ayırmanın zor olduğuna dair kanaatin oluşmasına sebep olabilir. Dolayısıyla bu ülkeler, Şam ile diplomatik ve ekonomik ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin çabaların dondurulması gerektiğini düşünebilir. Bu ülkeler, Rejimin Arap Birliği'ne geri dönmesi konusunda daha fazla sertlik gösterebilirler.
• Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya’nın Ukrayna'da dolaylı olarak karşılaşmasının sonucunda ortaya çıkan gerilim ve Suriye konusunda iki taraf arasındaki ortak koordinasyon mekanizmasının sona olasılığının artması, Rusya'nın Suriye'de herhangi bir kazanım elde etmesini engellemek isteyen Washington'u Arap ülkeleri üzerinde daha fazla baskı yapmaya itecektir.
Arapların Rejimle normalleşme sürecine ilgileri azalsa da bu, tamamen vazgeçecekleri anlamına gelmiyor. Bu ülkeler, yeni bir değişiklik oluncaya kadar fiili adımları dondurabilirler.