New York’ta Suriye konulu Astana sürecinin ikinci toplantısı: Mesajlar ve anlamı
22 Eylül 2023 tarihinde New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 78. Oturumu kapsamında İran’ın başkanlığında, garantör devletler olan Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanlarının katıldığı Astana sürecinin toplantısı gerçekleştirildi.
Astana sürecinde devlet başkanları düzeyinde 7, dışişleri bakanları düzeyinde 3 toplantı yapıldı. Bu toplantı ise üç ülke dışında veya ev sahibi ülkenin başkenti dışında yapılan ikinci toplantı. Ayrıca 2016 yılında başlayan Astana sürecinin, daha önceki 6 benzer BM oturumuyla karşılaştırıldığında, BM genel merkezinde düzenlenen ikinci toplantısı.
New York’ta yapılan her iki toplantıda da ortak sonuç bildirgesi yayınlanmadı. Türkiye Dışişleri Bakanı önceki toplantıdan sonra bir açıklama yapsa da son toplantıya ilişkin herhangi bir açıklama yapmadı. Öte yandan Rusya ve İran Dışişleri Bakanları, insani meselelerin ele alınması, Suriye rejimine yönelik yaptırımların kaldırılması, yeniden imar ve mültecilerin geri dönüşünün gerekliliğine değinen iki ayrı açıklama yaptı.
Rusya ve İran Dışişleri Bakanları, önceki toplantılarda yaptıkları açıklamalara benzer şekilde ayrılıkçı gündemlere karşı çıkma, özyönetim girişimleri ile komşu ülkeler ve diğer ülkelerin güvenliğine yönelik tehditler gibi Türkiye’nin endişe ve çıkarlarıyla ilgili konulara değinmedi. Ayrıca siyasi çözüme ilişkin 2254 (2015) sayılı karara hiçbir atıf yapılmadı. İran’ın açıklamasında, Anayasa Komitesi’nden bahsedilmedi. Rusya ise açıklamasında Anayasa Komitesi’nin çalışmalarını aktif hale getirmeye çalışacaklarını belirtti.
Türkiye, ortak toplantılarda yapılan açıklamalarda genellikle 2254 sayılı kararın siyasi süreçteki öneminin ve rolünün gündeme getirilmesine çalışıyordu. Ancak Rusya ve İran’ın açıklamalarında bu karara değinilmemesi, onların siyasi sürece ve BM’nin rolüne daha fazla engel olmak ve bunun şekilde kalması için çalışacaklarını gösteriyor. Anayasa Komitesi’nin Maskat’ta ya da Cenevre’de devam etmesi halinde bu, Suriye rejiminin üzerindeki yükün hafifletilmesi anlamına geliyor. Bu durumda 2012 Anayasası’nda basit değişiklikler yapılacaktır.
Genel Kurul toplantıları kapsamında Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen her iki toplantının da Astana Süreci ülkelerinin daveti üzerine yapıldığı görülüyor. Yani toplantının şekli, organizasyonu ve davet, BM aracılığıyla yapılmadı. Ancak Birleşmiş Milletler Özel Elçisi Geir Pedersen, BM sürecinin Astana süreci karşısında içeriğinin boşalmaması için toplantılara katılmaması ve BM Genel Kurulu’nun dışında Astana Süreci ülkeleri tarafından yapılan bir faaliyet olarak bırakması gerekirken toplantılara katıldı. Her halükârda elçi, 27 Eylül’de Güvenlik Konseyi’ne sunacağı brifingde Anayasa Komitesi’nin dokuzuncu tur çalışmasını aksatmaktan Rusya’yı sorumlu tutmak şeklindeki tavrı düzeltebilir. Rus delegasyonlarının Cenevre’deki varlığının New York’taki varlığından farklı olmadığı göz önüne alındığında, toplantıların Cenevre dışına taşınmasının hiçbir gerekçesi yok.
Son olarak BM süresinde aksaklıklar ve yakın gelecekte bu konunun ertelenmesi ihtimaline dair işaretlerin bulunmaması ışığında Astana toplantısının Birleşmiş Milletler’de yapılması, Astana formülünün tek etkili yol olduğu ve bu formülün sonucunda ortaya çıkacak çözümün, BM sürecinin önerdiği çözüme alternatif olabileceği mesajını vurgulamayı amaçlıyor.