Muhalefetin İdlib'i ele geçirmesinden altı yıl sonra ne değişti? İdlib’in geleceği nasıl görünüyor?
Mercek Altında | Muhalefetin İdlib'i ele geçirmesinden altı yıl sonra ne değişti? İdlib’in geleceği nasıl görünüyor?
28 Mart 2021 Suriye muhalefetinin ülkenin kuzeybatısındaki İdlib kentini kontrol etmesinin altıncı yıl dönümüne denk geliyor. Bu adım, kısa bir süre içinde neredeyse tüm vilayeti kontrol altına almanın yolunu açmıştı.
Muhalif grupların İdlib'i kontrol etmesi, rejim güçlerinin kalesi olan Suriye kıyılarındaki ana savunma hatlarının çökmesine yol açabilirdi. Bu da o dönemde İran'ın Rusya'dan askeri müdahale etmesini istemesini zorunlu kıldı. Rusya da Eylül ayının sonunda askeri olarak müdahale etti.
Rusya ve İran’ın zorla yerinden etme operasyonlarını savaşçılar, aileleri ve sivillerden isteyenlerle sınırlayıp onları İdlib’e tehcir etmesinden sonra İdlib Suriye muhalefetinin son kalelerinden biri haline geldi.
Aslında Suriyeli muhalif gruplar askeri konumlarını koruyamadılar veya İdlib’in hayati öneminden yararlanamadılar. 2015'in sonunda da Fetih Ordusu hızla dağıldı. Onu diriltmeyi amaçlayan sonraki tüm girişimler başarısız oldu. Bu da 2016'da Halep’e yönelik askeri harekata etkin bir şekilde karşı koyma yeteneğini zayıflattı.
Halep şehrinin düşüşünden sonra İdlib şehri ve çevresi Suriye'de gerilim azaltma bölgelerinden biri, daha sonra da son bölgesi haline geldi. Türkiye'nin müdahalesi, Suriye rejiminin müttefiklerinin desteğiyle 2018-2020 yılları arasında 5'ten fazla büyük ölçekli askeri harekat başlatmasına rağmen şehrin kontrolünü ele geçirmesini erteledi, daha sonra da buna engel oldu.
Nusra Cephesi, 6 yıl boyunca isteyerek değil, zorunluluktan yapı ve fikirlerde bir dizi dönüşüm geçirdi. Çünkü varlığı, kendisini İslami boyuta sahip yerel gruplardan biri olarak yeniden tanımlamasıyla bağlantılı hale geldi. Bununla birlikte Nusra Cephesi İdlib’in her tarafını ele geçirmek azami gayret sarf etti. Bu da diğer gruplarına aleyhine oldu.
6 yıl sonra muhalefet grupları, hatta Şam Kurtuluş Heyetine (HTŞ) dönüşen Nusra Cephesinde bağımsız karar alma imkanı azaldı. HTŞ de uluslararası mutabakatlara daha bağlantılı hale geldi. İdlib’in geleceği ise diğer yerel faktörlerden çok daha fazla uluslararası mutabakatlara bağlı hale geldi.
İdlib'in geleceği her şeyden önce ateşkes sisteminin Rusya ve Türkiye tarafından korunmasına bağımlı hale gelse de ateşkesin sona ermesiyle askeri operasyonlar kontrol haritasını yeniden taraflardan birinin lehine çizebilir. Ancak Muhalefet gruplarının bu bölgeyi sürdürülebilir bir sükuneti tesis eden güvenli bir bölgeye dönüştürme fırsatı hala var. Bu ise askeri ve siyasi açıdan hem aralarında hem de Türkiye ile daha fazla koordinasyon kurmalarını gerektirmektedir.
analiz ve düşünce birimi - Jusoor Araştırma Merkezi