İran, Suriye-İsrail cephesini açmaya mı çalışıyor?
İsrail ordusu 8 Nisan 2023’te Suriye’den Golan Tepeleri’ne doğru fırlatılan 3 füze tespit ettiğini duyurdu. İsrail bu açıklamadan bir gün sonra Suriye’nin güneyindeki İran hedeflerine yönelik saldırılar düzenleyerek karşılık verdi.
İsrail, İran’ın ister füzelerle ister karadan sızma operasyonları yoluyla, derinlemesine operasyonlar yürütmek için Filistinli grupların desteğiyle Suriye’de bir altyapı kuracağı değerlendirmesinde bulunuyor gibi görünüyor. İran’ın sponsor olduğu Suriye rejimi ve Hamas arasındaki uzlaşı, Hamas’ın Şam’daki ofislerinin ve belki de eğitim kamplarının yeniden açılması ihtimalini barındırıyor.
Gerçekten de İran, Suriye’nin güney ve doğusundaki stratejik askeri varlığından dolayı buradan İsrail ve ABD’ye karşı gerginliği artırma gücüne sahip. İran, Suriye’ye müdahale ettiği günden bu yana, bölgedeki projesinin öneminden ve rakiplerine karşı askeri nüfuz için coğrafi koşulları sağlamasından dolayı bu iki bölgede nüfuzunu arttırmaya çalışıyor.
İran’ın Aksa, Gazze ve Güney Lübnan’daki gerginlikle aynı zamanda güney Suriye bölgelerini kullanarak işgal altındaki Golan tepelerini vurması, Suriye cephesini açma tehdidi anlamına geliyor. İran gücünün büyüklüğünü, konuşlanmasının kapsamını, Suriye’deki askeri nüfuzunu ve son gerginlikte olduğu gibi hareket menzilini genişletebileceğini göstermek istiyor.
Buna karşılık mevcut gerginliği “Suriye-İsrail” cephesine dönüştürmek İran’ın yararına değil. Bunun en önemli sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kuzey cephesini açma çabaları, İran’ın Suriye rejiminin Arap ülkeleriyle ile ilişkilerini normalleştirme çabalarını baltalıyor. Çünkü bunun önemli koşullarından biri İran milislerinin ülkenin güneyindeki faaliyetlerini azaltması. Bu durumun Der’aa ve Kuneytira illerinde başlayacak gerginlik bir arada olma ihtimali oldukça düşük.
- Kuzey cephesini açma çabaları, İran’ın özellikle de Çin’in himayesinde Suudi Arabistan’la imzaladığı anlaşmadan sonra bölgesel sükunet konusunda elde ettiği atılımları etkiliyor. İran bu anlaşmayla, geçmiş yıllarda kendisini tüketen ve İran içindeki hayat şartlarını etkileyen savaş çabasıyla ekonomiyle ilgili diplomatik ve siyasi süreçlerin önünü açmayı hedefliyor.
Sonuç olarak şu hususları söylemek mümkün: İran’ın Suriye’deki askeri durumuna hakim olan kontrollü ve düzenli gerginlikte bir artış veya azalma, İran’ın bölgedeki nüfuzu ve mevcut dış politikasının hedefleriyle uyumluluk arz ediyor. Bu da Suriye cephesinden başlayan kapsamlı bir çatışmaya girmemek olarak belirtilebilir. Bu aynı zamanda ABD ile gerginlik durum için de geçerlidir. Özellikle de Nisan 2023’te İran milisleri tarafından Suriye’nin doğusundaki Amerikan üslerine karşı gerçekleştirilen ve genellikle siyasi kazanımlar elde etmek için gerginlik tehdidine başvuruyor. Bu kazanımların başında da nükleer programa ilişkin müzakerelerin yeniden başlaması geliyor.