Deyrezor ilinde istikrar ve güvenliğin geleceği
Mercek Altında| Deyrezor ilinde istikrar ve güvenliğin geleceği
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) 4 Haziran'da “Terörü caydırma” adı altında Deyrezor kırsalını da kapsayan bir güvenlik hamlesi başlattı. Temmuz sonuna kadar yaklaşık 140 kişinin tutuklanmasıyla sonuçlanan iki aşama uygulandı.
Hamle, Deyrezor'un kuzey ve doğu kırsalındaki gösterilerle eşzamanlı gerçekleşti. Gösteriler Kürt özyönetiminin kötüleşen yaşam koşullarının iyileştirmesini, tutukluları serbest bırakmasını ve idaresi altındaki bölgelerde bulunan kaynaklar üzerindeki kontrolünü sona erdirmesini talep ediyor; yolsuzluk, hizmet eksikliğini ve bölge halkına karşı keyfi gözaltı hamlelerini kınıyor.
Hamlenin ikinci aşamasının başlamasından iki gün önce Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi, Deyrezor’daki aşiret liderleri ve ileri gelenlerinden oluşan bir heyet ile bir araya geldi. Heyettekiler, bölgeye daha fazla idari güç verilmesini, yolsuzluğun ortadan kaldırılmasını ve eğitim müfredatının değiştirilmesini talep ettiler. Bu talepler, Deyrezor köylerinde göstericilerin taşıdıkları pankartlarda da yazılıydı.
“Terörü caydırma” hamlesi kapsamında tutuklanan insanların çoğunun, siviller olması dikkat çekiyor. Bunların arasında aşiretler heyetindeki bir kişi de yer aldı. Bu da Demokrat Birlik Partisi'nin ABD ile arasındaki terörle mücadele konusundaki iş birliğini güvenlik politikaları için kullandığı anlamına geliyor.
Deyrezor'un doğu sektöründe yaklaşık 140 üyeden oluşan grubun lideri Hammud el-Asker'in, Demokratik Birlik Partisi'nin uygulamalarını protesto etmek amacıyla, Suriye Demokratik Güçleri saflarında çalışmayı bıraktığını açıklaması haricinde gerek Mazlum Abdi ile bir araya gelen heyet, gerek toplantıya katılmayan ama SDG’nin politikalarına karşı çıkanlar tarafından resmi bir açıklama yapılmadı.
Yolsuzluğun devam etmesi, Arap bileşeninin gücünün zayıflaması ve DAEŞ hücreleriyle mücadelede ciddiyetin olmaması, Deyrezor'u, kaos görüntülerinin artması için uygun bir bölge haline getiriyor. Ayrıca halkın Fırat'ın doğusunda Suriye rejimi tarafından kontrol edilen köy ve kasabalar problemine çözüm bulma beklentilerini sınırlandırıyor. Bu beklentiler, yerinden olma, göç, ekonomik baskılar, gerginlik ve sürekli alarm halinde olma krizlerinin azalmasına katkıda bulunuyor.
Eğer doğrudan ABD tarafından ya da bölgedeki bazı Arap müttefiklerinin onu harekete geçirmesiyle uluslararası ve bölgesel girişim gerçekleşmezse Deyrezor'daki gösterilerin yoğunluğunda bir azalma olacak gibi görünmüyor. DAEŞ de faaliyetlerini genişletmek için istikrarsızlık ortamından faydalanmaya devam ediyor. Bu da Uluslararası koalisyonun hedefleri için bir tehdit anlamına geliyor.
Analiz ve Düşünce Birimi - Jusoor Araştırma Merkezi