Suriye rejimi İslam İşbirliği Teşkilatı'na geri dönmek istiyor
Eki 24, 2023 1888

Suriye rejimi İslam İşbirliği Teşkilatı'na geri dönmek istiyor

Font Size


Suriye rejimi, 16 Ekim 2023'te yaptığı açıklamada Meclisi Başkanı Hammude Sabbağ'ın, Cezayir Ulusal Halk Meclisi Başkanı ve İslam İşbirliği Teşkilatına Üye Devletlerin Konseyleri Birliği Başkanı İbrahim Buğali’nin davetiyle Filistin topraklarındaki durumla ilgili gelişmeleri ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısını görüşmek üzere toplanan "İslam İşbirliği Teşkilatı Acil Durum Toplantısı’na video aracılığıyla katıldığını söyledi.    

Ancak rejimin açıklaması yanıltıcıydı. Hammude Sabbağ, İİT’nin toplantılarına değil, İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeler Konseyi Birliği'nin toplantısına katıldı. Sabbağ 2012'den bu yana askıya alınan üyeliğe yeniden döndüğüne dair bir mesaj vermek istiyor. Rejim, geçtiğimiz Mayıs ayında Cidde’de düzenlenen Arap Birliği toplantısında yeniden üye olduğunu göstermeye çalışmıştı.         

İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Devletleri Konseyleri Birliği'nin İİT ile hiçbir ilişkisi yok ve ona bağlı organlardan veya bölümlerden biri olarak kabul edilmiyor veya ona bağlı değil. Aksine, İİT’den ayrı bir birlik olup teşkilata üye devletlerin 54 halk konseyini veya parlamentosunu üye olarak bir araya getiriyor. Hatta İİT, 17 Haziran 1999'da İran'ın başkenti Tahran’da kurulan ve burayı daimi merkezi kabul eden bu birliğe 2001 yılında gözlemci üye olarak katıldı.     

Rejimin Birliğe üyeliği devam etti ve İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğinin askıya alınması kararı uyarınca askıya alınmadı. Ancak konferanslara katılımı ev sahibi ülkelerle ikili ilişkileri gereğince gerçekleşti. Örneğin 2013'te Sudan'da, 2015 ve 2021'de Türkiye'de düzenlenen konferanslara katılması engellenirken, 2014 ve 2018'de İran'da ve 2016'da Irak'ta düzenlenen konferanslara katıldı. Bu temelde de 2023'teki acil konferansa Cezayir’in başkanlık etmesinden dolayı katılmaya davet edildi.    

Aslında rejimin ve müttefiklerinin İslam İşbirliği Teşkilatı'na yeniden üyelik tesis etme çabaları devam ediyor. Rejimin Arap Birliği'ndeki yerini aldıktan sonra gözlemci devlet Rusya'nın temsilcisi Ramazan Abdulatipov, İslam İşbirliği Teşkilatı'na yeniden üye kabul edilmesi ardından çağrıda bulunarak    “Rusya böyle bir kararı destekleyecek ve gerekirse gerekli yardımı sağlayacaktır.” dedi. Ancak rejimin Arap Birliği'ne yeniden üye olarak katılması kararının üzerinden 5 aydan fazla süre geçmesine rağmen İslam İşbirliği Teşkilatına üyeliği konusu henüz görüşülmedi.    

Arap ülkeleri ve Türkiye’nin rejimle normalleşme süreçlerinin ardından rejimin İİT’ye yeniden üye olması konusunda büyük bir engel bulunmuyor. Ancak rejimin bu iki kulvardaki davranışları ve güvenlik, insani ve siyasi taleplere cevap verememesi, siyasi boyutları ve sonuçlarından çok, sembolik olan üyeliğine bir engel teşkil etmeli. İİT Suriye muhalefetini, Suriye halkının tek meşru temsilci olarak Ulusal Koalisyonu kurarak tanımak ve Arap Birliği’nde Suriye’nin yerini vermek yerine kurulmasını memnuniyetle karşılamaktan öteye gitmedi.    

Rejimin geri dönüşünün önünde olması gereken bir engel de Çin'deki Uygur Müslümanları meselesine ilişkin son tutumu ve rejim başkanı ile Çin cumhurbaşkanının 22 Eylül’de Hanzhou şehrinde yaptıkları son toplantıda yayımladıkları ortak açıklamadır. Rejim Uygur Müslümanlarının yaşadığı Sincan bölgesi ile ilgili konularda Çin'in politikalarına sıkı destek veriyor ve Uygurların insan haklarına ilişkin konuların insan haklarıyla hiçbir şekilde ilgisi olmadığını iddia ediyor. Rejim "terörle ve aşırıcılıkla mücadele" kisvesi altında Uygurlara karşı işlenen ihlalleri destekliyor ve Sincan ile ilgili meseleleri Çin'in iç işleri olarak görüp her türlü müdahaleyi reddediyor.    

Son olarak, genelde Suriye muhalefeti ve özelde de Suriye İslam Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı'na başvurmalı ve rejimin Uygur Müslümanları meselesine ilişkin tutumu ve Suriye halkının haklarının devam eden iç ihlali konusunda onu bilgilendirmelidir. Ayrıca Suriye içinde genel olarak Suriye halkı, özelde de Müslümanların haklarının çiğnendiğini aktararak rejimin üye olmamasını talep etmelidir.