Suriye rejimi, 2022’de üçüncü bir af kararını neden çıkardı?
21 Aralık 2022’de Suriye rejimi, iç ve dış firar suçluları için bir af kararı çıkardı. Af istisnalar ve bazı koşullar dışında tüm kabahat ve ihlalleri de içeriyor.
Bu af, son iki yılda beşinci, 2022’de ise üçüncü af oldu. Daha önce iç ve dış firar suçlarını da içeren 3 sayılı af kararnamesi ve yayımlanmadan önce işlenen terör suçlarının affını içeren 7 sayılı kararname çıkarılmıştı. 2021 yılında çok sayıda suçu kapsayan 13 sayılı kararname, öncesinde de 1 nolu kararname yayınlanmıştı.
24 sayılı kararname, istisna tutulan suçlar açısından yeni bir şey içermiyor. Daha önceki kararnamelerde belirtilen bu istisnaların içinde özel mülke yönelik suçlar, kamu ahlakını zedeleyen suçlar, ırz suçları, cezası devlet hazinesine kaynak teşkil eden suçlar, düşmanla iş birliği ve askeri silahlarla ilgili suçlar yer alıyor.
2022 tarihli ve 20 sayılı kararnamede bilişim suçlarına istisna getirilmesi, bu kanunun yeni çıkmış olması ve maddelerine istinaden herhangi bir karar verilmemesinin bir sonucu gibi görünmektedir. Aynı şekilde bazı suçlara istisna, 2021 tarihli 13 sayılı af kararnamesinin bunları büyük ölçüde kapsaması nedeniyle geldi.
Yeni kararname ile önceki kararnameler karşılaştırıldığında, rejimin Adalet Bakanlığı istatistiklerine göre affın kapsadığı suçları genişlettiği veya daralttığı görülüyor. Genel olarak af kararnamesi, çok sayıda dava ve hüküm içeriyor. Bu nedenle affın, çıkarıldıktan hemen sonra yargılanan sanıkların veya tutukluların sayısı açısından mahkemelerde belirgin bir etkisi olacaktır.
Uygulamada yeni kararname, iç ve dış firar suçları bakımından 2022 tarihli 3 sayılı af kararnamesi ile kesişiyor. Terör suçu sayılan kabahatler bakımından da 2022 tarihli 7 sayılı af kararnamesi ile kesişiyor. Buna ek olarak çoğu suçu içeren 2021 tarihli 13 sayılı af kararnamesi ile aynı gibi görünüyor.
Bu durum, affın davalar ve tutuklular üzerinde gözle görülür bir etkisinin olmayacağı anlamına geliyor. Ayrıca biriken dava sayısının çok olmamasından dolayı rejim açısından herhangi bir yasal taviz anlamına gelmiyor. Bu da Suriyelilere yönelik önemli bir değişiklik olmaksızın siyasi bir etki yaratmanın amaçlandığını gösteriyor.
Rejim, af duyurusunun zamanlaması üzerinden siyasi bir etki yaratmaya çalışıyor. Kararname rejimin İçişleri Bakanı’nın, boğucu bir ekonomik kriz ortamında ve çoğunlukla kutlanan Noel ve yılbaşından önce, yerinden edilenlerin geri dönüşünü kolaylaştırmak için kullanılan mekanizmaları tartışmak üzere Suriye’deki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği başkanıyla bir araya geldiği gün yayınlandı.
Yani rejim, yeni af kararnamesiyle, kontrolü altındaki bölgelerdeki nüfusu arttırmak, sorumluluğundan kaçmakta ısrar ettiği ekonomik kriz ve kötüleşen yaşam koşullarının yarattığı gerilimi azaltmak amacıyla mültecilerin dönüşü için gerekli yasal ortamı sağlamaya istekli olduğuna dair iç ve dış mesajlar göndermek istiyor.