Süveyda’daki kitlesel protestolar Suriye rejimini etkiliyor mu?
16 Ağustos 2023’te Süveyda’da bazı nakliye şoförleri, Suriye rejiminin akaryakıt fiyatlarını artırma kararını protesto etmek için grev çağrısında bulundu. Bu tarihten itibaren ildeki ilçe ve kasabalarda protestolar genişlemeye başladı ve sayı 42 noktaya ulaştı.
Protesto dalgasında bu defa talepler yüksekti. Ayrıca kitlesel halk öfkesini gösterecek şekilde rejimle bağlantılı kişiler hedef alındı ve Hafız Esed ile Beşşar Esed’in fotoğraflarının yakıldı ve bir kısmı çöpe atıldı. Bu, 2011’de devrimin başlangıcında göstericilerin Suriye’nin çeşitli illerinde yaptıklarını hatırlattı.
Süveyda’daki göstericilerin talepleri daha önceki protestolardan farklıydı. Daha önceki protestolar genellikle hayat şartlarının ve ekonomik durumun iyileştirilmesi talepleriyle sınırlıydı. Mevcut protestolarda ise daha geniş çerçevede rejimin devrilmesi yönünde sloganlar atıldı. Ayrıca yolsuzluktan ve yüksek fiyatlardan sorumlu tutuldu.
Pratikte Süveyda’daki protestolar, rejimin geçtiğimiz yıllarda ildeki sorunlara ve protestocuların taleplerine yanıt verme ve çözüm bulma konusundaki başarısızlığıyla örtüşen kademeli bir özellik kazandı. Grev çağrıları, ardından protestolar ve oturma eylemlerine kadar taleplerde hızlı bir artış gözlemleniyor. Oturma eylemlerine batı kırsalındaki bedevi kabileleri de görünür şekilde katılıyor.
Mevcut gösterilerin farkı, muvahhid Müslümanların ruhani liderliğinin onu desteklemesi. Liderlik 20 Ağustos’ta yaptığı açıklamada değişim ve adaletin sağlanması için eylem çağrısında bulundu ve meydanlardaki halkın bütün taleplerini desteklediğini belirtti. Ayrıca milli servetlerin halkın malı olduğunu ve kimsenin satamayacağını belirterek rejimin Rusya ve İran ile yaptığı ekonomik anlaşmaları reddettiğini söyledi.
Şunları söylemek mümkün: Süveyda’daki bu gösteri dalgası rejim için sadece bir güvenlik sorunu değil, aynı zamanda bu durum büyük bir kriz oluşturuyor. Çünkü bu protestolar şu ana kadar yaşanan en büyük ve en ses getiren protestolar olarak görülüyor. Ayrıca Suriye kıyılarındaki halkın hoşnutsuzluğu, Suriye lirasının gün geçtikçe değersizleşmesi, rejimin Arap finansmanı elde etme ihtimalinin azalması ve dışarıdan bir çözüm umudunun kaybolmasıyla eşzamanlı gerçekleşiyor. Son olarak insani yardımın Suriye’ye girmesine ilişkin mekanizmanın yenilenmesi konusunda anlaşma sağlanamamasından dolayı erken toparlanma projeleri durabilir.
Her zaman olduğu gibi son protesto dalgası, Ricalü’l-Kerame hareketinin desteğini aldı. Hareket halkın taleplerine destek verdiğini açıkladı. Bununla birlikte Cebelü’l-Kerame Tugayı ve Şuyuhu’l-Kerama Tugayı gibi geri kalan silahlı yerel gruplar tarafsız kaldı. Ancak mevcut koşullar, gösterilerin kapsamının coğrafi ve zamansal olarak genişlemesi durumunda bazı grupların daha cesur tavır sergilemeye sevk edebilir.
Yerel silahlı grupların Süveyda’daki gösterilere muhtemel desteği, zorunlu olarak rejime karşı güç kullanılması veya onunla çatışmaya girileceği anlamına gelmiyor. Çünkü halk, askeri liderler ve din adamları, şiddeti bir çözüm yolu olarak kabul etmeyeceklerini açıklamışlardı. Öte yandan rejimin Süveyda’da büyük bir askeri varlığı bulunuyor. Rejim 2000 yılında kent ve çevresinde 15. Tümen özel kuvvetleri kurmuştu. 2011 yılından sonra da Milli Savunma Kuvvetleri ve yardımcı kuvvetlere bağlı milislerle iş birliği yaparak buradaki varlığını genişletmeye çalıştı.
Genel olarak Süveyda’da protestoların devam etmesi ve genişlemesi, rejimi siyasi, sosyal ve askerî açıdan çeşitli açılardan etkileyecektir:
- Protestolar rejimin azınlıkları koruduğu propagandasının zayıflamasına ve bu propagandayı iç ve dış bağlamlarda kullanamamasına neden oluyor. Bununla birlikte rejim, Süveyda’nın Dürzi çoğunluğa sahip olmasından dolayı iktidarını sürdürmek ve bütün ülke üzerinde kontrolü yeniden sağlamak için hala bu propagandayı kullanıyor.
- Süveyda’daki protestolar istikrarın yanıltıcı ve güç kullanımına dayalı olduğunu gösterdiğinden, rejimle normalleşmeye başlayan Arap ülkelerini sürecin başına dönmesine neden oluyor. Bu durum, rejim kontrolü altındaki diğer bölgeler için de geçerli. Rejimin uyuşturucu ve su güvenliği gibi güvenlikle ilgili konulardaki isteklere olumlu cevap vermemesinin yanı sıra erteleme ve detaylara boğma yöntemine başvurması, Arap ülkelerinin, özellikle de Ürdün’ün rejime güvenmemesine yol açıyor.
- Rejimin kontrolü altındaki Der’a, Şam kırsalı ve Humus’un kuzey kırsalı gibi güvenlik açısından hassas bölgelerdeki halk protesto dalgasına katılmaya teşvik olabilir. Veya rejimin ekonomik ve siyasi krizi aşamamasıyla kıyı kesimindeki halkın memnuniyetsizliği artıp grev, karşı çıkma ve oturma eylemleri gibi gösterilere dönüşebilir.
Yerel, bölgesel ve uluslararası çıkarların iç içe geçmesi, Suriye meselesinde aktif olan ülkelerin rejim bölgelerinde meydana gelen olaylara karşı geç tavır sergilemesi veya hiç sergilememe ihtimali göz önüne alındığında Süveyda’daki halk hareketi, rejimi devirmeye yönelik taleplerin sahada eyleme dönüşmesine yol açmayabilir.
Rejim Süveyda krizine yönelik Genel Su İdaresi’ne yığdığı güvenlik birimlerine askeri takviye yapmakla güç kullanmaya başvurabilir veya bölge halkına bazı imtiyazlar tanıyabilir. Örneğin İçişleri Bakanlığı illerdeki emniyet müdürlerine gönderdiği yazıda suçüstü halleri dışında Süveyda’da kimsenin tutuklanmamasını istedi.
Sonuç olarak Süveyda’daki protestolar kapsamlı bir Suriye damgası taşıyor. Göstericilerin taleplerini dile getirmek için kullandığı araçlar, Suriye meselesini rejimin göz ardı edemeyeceği yeni bir aşamaya sokabilir. Rejim bununla başa çıkmak için dağıtma, karalama ve hedef alma yoluna başvurabilir. Veya bazı taraflarını kazanarak ve daha fazla imtiyaz vermeyi garanti eden sözler vererek onu kontrol altına almaya çalışabilir.