Refik Hariri suikastı davasında verilen kararın Suriye rejimi ve müttefikleri üzerindeki etkileri
Mercek Altında | Refik Hariri suikastı davasında verilen kararın Suriye rejimi ve müttefikleri üzerindeki etkileri
Uluslararası Mahkeme, bu ayın on sekizinde, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri suikastından yaklaşık 15 yıl sonra davayla ilgili kararını verdi.
Uluslararası Mahkeme, Refik Hariri ve diğer 21 kişinin ölümüyle ilgili Hizbullah örgütü üyesi Selim Cemil Ayyaş'ı suçlu buldu. Ayyaş, suikastı gerçekleştiren ekibin sorumlusu olarak ceza aldı. Ayyas, operasyonda kullanılan kamyonun satın alınması da dahil olmak üzere Refik Hariri'ye suikast hazırlığı kapsamında takip işini yürüten ve suikast girişimini cihatçı bir örgüte yükleyen sahte ses kaydını oluşturan Hizbullah örgütünde güvenlik lideri olan Mustafa Bedreddin ile koordinasyon içinde hareket etti.
Ceza mahkemesi olmasına rağmen Mahkeme, nihai kararında Refik Hariri’nin Bristol otelinde Velid Canbolat ile Lübnan'daki Suriye varlığına karşı ortak hareket etmeyi görüşmek üzere yaptığı toplantı sonrasında ve Suriye Dışişleri Bakanı Velid el-Muallim'in Lübnan’da iken suikasta uğramasına dayanarak, suikastın siyasi bir eylem olduğunu belirtti.
Yetkili mahkeme tarafından verilen kararın hem Hizbullah hem de Suriye rejimi üzerinde siyasi etkileri olacak gibi görünüyor.
Hizbullah: Kararda “suikast emrinin, Hizbullah liderliği tarafından verildiğine dair delil yoktur.” ifadesi yer almakla birlikte Hizbullah’a bağlı Selim Ayyaş suçlu bulundu. Bu da failin iade edilmesi talebine kapı açacak. Hizbullah onu teslim etmeyi reddederse örgütün suikasta karıştığı varsayılacaktır.
Büyük olasılıkla karar, Hizbullah'ın Lübnan’daki etkisini azaltmak ve ülkedeki siyasi sahnenin yeniden düzenlenmesine izin verecek tavizler vermesi için baskı yapmak amacıyla başta Gelecek Hareketi olmak üzere yerel aktörler tarafından kullanılacaktır. Başta ABD olmak üzere bazı uluslararası taraflar da kararı, Hizbullah'ın silahlarını yeniden tartışmaya açmak için kullanacak ve örgütün silahsızlandırılması isteyecektir.
2) Suriye rejimi: Mahkemenin kararı dolaylı olarak Suriye rejiminin sorumluluğuna atıfta bulundu ve Suriye rejiminin gözetiminde faaliyet gösteren Lübnan güvenlik birimlerini olay yerindeki delilleri yok etmekle suçladı.
Karar, Suriye rejimiyle resmi ilişkilerini eski haline getirmeyi reddeden siyasi güçlerin, başta Lübnan Hizbullah’ı olmak üzere rejimin müttefikleri karşısında kendi görüşlerine sarılmasına olanak tanıyacaktır.
Bazı uluslararası taraflar, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri, mahkemenin kararını Suriye'de komşu ülkelere "tehdit oluşturmayan" bir yönetim kurulmasını da içeren farklı taleplerini desteklemek için kullanabilir.
Analiz ve Düşünce Birimi - Jusoor Araştırma Merkezi