HTŞ'nin genel şer’î kadısının açıklamalarının arkasında ne var?
Mercek Altında |HTŞ'nin genel şer’î kadısının açıklamalarının arkasında ne var?
HTŞ genel şer’î kadısı Ebu Abdullah el-Şami'nin İsviçre merkezli Le Temps gazetesi tarafından 3 Eylül'de yayınlanan açıklamaları, örgütün genel bağlamıyla uyumluydu. Açıklamada Suriye’nin kuzeyindeki genel durum hakkında ayrıntılı bilgiler verildi ve HTŞ’nin başta Batı ülkeleri olmak üzere yabancı ülkelerle ilişkileri normalleştirme ve terör örgütleri listesinden çıkma gayreti içinde olduğu vurgulandı.
Daha önce el-Colani tarafından yapılan açıklamaların yanı sıra bu açıklamaların bağlamı, aktör olan Batı ülkelerinin talep ettiği ve HTŞ'nin gerçekleştirmek istediği bazı taleplerinin varlığını ortaya koydu. Bu isteklerin en önemlileri şunlar:
• "HTŞ"nin terör örgütleri listesinden çıkarılması: HTŞ, kendini "Esad güçleri ve müttefikleri dışında kimseyle savaşmayı" reddeden bir taraf olarak sunarak yerel yönelimine vurgu yapmakta ve tamamen yeni bir şekle kavuşmak amacıyla yeniden yapılanma ve yerel unsurları liderlik pozisyonlarına atama gibi birçok yöntem izliyor.
HTŞ’yi siyasi olarak desteklemek: Bu, resmi olarak onunla ilişkilerin normalleşmesi ve resmi iletişim kanallarının açılmasının duyurulması yoluyla olur. Bu adım, HTŞ’yi iletişim ve ilişkilerde gizlilik durumundan, açıktan ilişki kurma ve varlığının meşruiyetini kabul etme aşamasına taşıyacaktır.
• İdlib bölgelerinde "HTŞ"nin yarı resmi bir şekilde idari makam olarak tanınması. Bu ise HTŞ’nin kontrol ettiği Kurtuluş Hükümeti aracılığıyla insani yardım geçişini organize etmek ve Suriye'nin kuzeybatı bölgesinde HTŞ’ye yakın kişi ve yerler aracılığıyla yeniden imar anlaşmalarının imzalanmasının taahhüt edilmesi yoluyla olacaktır.
• Yabancı cihatçılar dosyasını kontrol edip davranışlarını kontrol altında tutmak, uluslararası anlaşmalara zarar vermelerini ve devletlere ideolojik ve güvenlik tehdidi haline gelmelerini engellemek hususunda HTŞ’nin varlığından faydalanmak.
Pratikte HTŞ, uluslararası eğilimlerle uyumlu bir grup olarak görünmeye çalışıyor. Bu nedenle “küreselleşen cihad"ı reddettiğini vurguluyor. Bu çerçevede "küreselleşmiş cihat" ve "yabancı cihatçılar" dosyasının kontrol altında tutulmasında sunduğu katkılarıyla doğrudan hizmet veriyor. Ayrıca "DAEŞ"in kontrol ettiği bölgeler ile kendi bölgelerindeki halkın inanç ve hayat tarzının karşılaştırılması yoluyla DAEŞ’in hareket tarzını reddettiğini vurguluyor. Bu da onun terör örgütleri listesinden çıkarılmasını ve Fırat'ın doğusundaki Özerk Yönetim'e benzer bir idari otorite olarak kabul edilmesini gerektiriyor.
Bütün bunlara rağmen her şey "HTŞ"nin istediği şekilde gerçekleşmek zorunda değil. Özellikle de çatışmanın bu aşamasında HTŞ’nin oynadığı işlevsel rol, HTŞ’nin mevcut hareket tarzını takip etmesini gerektiriyor. Bu da HTŞ’nin bir sonraki kaderini, onun değişmesine bağlı hale getiriyor. HTŞ de zaten buna cevap bulmaya çalışıyor.
Dini Hareketler Birimi - Jusoor Araştırma Merkezi