El-Şara'nın Washington Ziyareti İsrail ve SDG'yi Taviz Vermeye İter mi?
Ara 03, 2025 143

El-Şara'nın Washington Ziyareti İsrail ve SDG'yi Taviz Vermeye İter mi?

Font Size

  

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed El-Şara, 11 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'a tarihi bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Bu ziyaret, ülkenin 1946 yılında bağımsızlığını kazanmasından bu yana bir Suriye cumhurbaşkanının ABD'ye yaptığı ilk resmi ziyaret olmuştur. Şara, ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya gelmiş ve bu, Riyad ve New York'ta yapılan toplantıların ardından iki başkanın üçüncü kez bir araya gelişi olmuştur. 

Ziyaretin sonuçları, henüz başlamadan önce bile belliydi. Çünkü ABD, BM Güvenlik Konseyi'nde Başkan Ahmed el-Şara ve İçişleri Bakanı Enes Hattab'a yönelik yaptırımları kaldıran bir karar alarak önlem almıştır. Ayrıca, önceden 2019 tarihli Sezar Sivil Koruma Yasası'nın yaptırımlarını 180 gün süreyle askıya alan bir karar almış ve Halk Meclisi seçimlerinin sonuçlarının memnuniyetle karşılanmasını talep eden bir karar taslağını BM Genel Kurulu'na sunmuştur. 

ABD, ziyaret sırasında Suriye heyetine ve Washington'daki Suriye Büyükelçiliği'ne daha önce uygulanan tüm yasal tedbirleri kaldırma kararı almıştır. Suriye heyeti Washington'dayken, terörle mücadele uluslararası koalisyonuna katılma kararını imzalayarak bu koalisyonun 90. ortağı olmuştur. Cumhurbaşkanı Şara'nın Beyaz Saray ziyaretinin en önemli etkileri ve sonuçları şunlardır: 

   ABD'nin, Suriye'yi en kısa sürede terör destekçisi ülkeler listesinden çıkarması ve 1979'da başlayan bu listenin en uzun süreli üyeliğini sona erdirmesi beklenmektedir. Bunun da, Amerikan ve uluslararası şirketler ile bankalar üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması ve Suriye pazarına geri dönmelerine izin verilmesi sonrasında, ani ve hızlı ekonomik ve finansal yansımaları olacaktır. Siyasi ve diplomatik alanda, Suriye hükûmetinin daha fazla tanınması ve ilişkilere getirilen kısıtlamaların kaldırılması, askeri alanda ise Suriye'ye silah tedarikine getirilen kısıtlamaların kaldırılması şeklinde yansımaları olacaktır. 

   ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımları tamamen kaldırması beklenmektedir. Ancak bu uzun bir süreç olup birkaç yılı aşacak ve Suriye hükûmetinin bir dizi konuda ABD'nin taleplerini yerine getirmesine bağlı olacaktır. Bu taleplerin en önemlileri, yaklaşan bölgesel güvenlik anlaşmalarına katılması, İran ve vekillerini Suriye'den çıkarmaya devam etmesi ve geri dönmelerini önlemesi, kimyasal silahların tamamen imha edilmesini sağlaması, uyuşturucuyla mücadele etmesi, yabancı savaşçılar sorununu çözmesi ve son olarak insan hakları ve azınlıklarla ilgili sorunları çözmesidir. 

Suriye hükûmeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasının, her iki tarafın da uluslararası koalisyonun ortağı haline gelmesiyle birlikte hızlanacağı ve kolaylaşacağı beklenmektedir. Bu, her şeyden önce, gelecekte aralarında çatışmaların yaşanmasını önleyecektir. Ayrıca, SDG'nin düzenli Suriye ordusuna entegrasyonu ile birlikte, koalisyondaki mevcut görevlerini sürdürmekle görevlendirilmesi ve hükûmetin daha az rol oynaması da olasıdır. Bu, koalisyona katılımın yol açabileceği iç bölünmelere yönelik tepkileri ve baskıyı hafifletecektir. 

  ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya, daha önce açıklamış olduğu tutumundan taviz vermesi ve Suriye ile, muhtemelen Gazze'de uluslararası istikrar gücü kurulmasına ilişkin anlaşmaya benzer bir güvenlik anlaşmasını kabul etmesi için baskı yapması beklenmektedir. Rusya, Türkiye ve Suriye güçlerinden oluşan bu güç, 8 Aralık 2024'ten sonra ele geçirdikleri bölgelerdeki İsrail güçlerinin yerini kademeli olarak alacak ve ateşkes anlaşmasını takip etmek için BM UNDOF güçleriyle birlikte çalışacaktır. Ayrıca, Şam'ın güneyine silahlı milislerin yayılmasını önlemek, Suriye polisi ve güvenlik güçlerinin güvenliği sağlama ve sivilleri koruma konusunda eğitilmesine yardımcı olmak ve Suveyda'daki olaylardan etkilenen bölgelere açılan insani yardım koridorlarının güvenliğini sağlamak için çalışacaktır. 

İsrail, Şara'nın Beyaz Saray ziyaretinden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, işgal altındaki Golan Tepeleri'nden ve Esad rejiminin düşüşünden sonra İsrail ordusunun kontrol ettiği yeni bölgelerden çekilmeyi reddetme konusundaki tutumunu teyit eden bir dizi açıklama yayınlamıştır. Ayrıca, Şam'ın güneyinin askerden arındırılmış ve uçuşa yasak bölge ilan edilmesini, 1974 tarihli ayrılma anlaşmasının yerine yeni bir güvenlik anlaşması imzalanmasını talep etti. 

Son olarak, Suriye ile İsrail arasında imzalanması beklenen ve İsrail'in açıkça engellemeye çalıştığı güvenlik anlaşmasının, Şara'nın Beyaz Saray ziyaretinin en önemli sonuçlarından biri olması beklenmektedir. Bu anlaşma, ikili bir anlaşma ile sınırlı kalmayacak, bunun ötesine geçerek, bölge genelinde istikrarı sağlamayı amaçlayan daha geniş bir bölgesel anlaşmanın önemli bir parçası haline gelecektir. Bu anlaşma, İran ve Lübnan'daki Hizbullah'ın zayıflamasına katkıda bulunacak ve Lübnan devletinin Hizbullah'ı silahsızlandırma kararını uygulamasına ve böylece Hizbullah'ın müzakere etmeyi reddettiği bölgesel güvenlik anlaşmalarına katılmasını sağlayacaktır.