DAEŞ Örgütü Yöneticilerinin Tasfiyesi Bağlam ve Sonuçlar
Haz 01, 2020 1135

DAEŞ Örgütü Yöneticilerinin Tasfiyesi Bağlam ve Sonuçlar

Font Size
Mercek Altında | DAEŞ Örgütü Yöneticilerinin Tasfiyesi Bağlam ve Sonuçlar
 
22 Mayıs'ta Uluslararası İttifak, 17 Mayıs tarihinde Deyrezor'un doğu kırsalındaki Busayra kasabasına yapılan indirme operasyonu ile Ebu Ali el-Bağdadi olarak bilinen Ahmed İsmail el-Zavi ve Ebu Ammar olarak bilinen Ahmed Abd Muhammed Hüseyin al-Cugafi'nin öldürüldüğünü açıkladı. 
Bu iki liderin bu tarihten önce öldürülmüş olması muhtemeldir. Çünkü bu operasyon sırasında öldürüldüklerine dair bir teyit yok. Buna karşılık iki indirme operasyonu arasında öldüklerine dair şüpheler var. Büyük ihtimalle bu kişiler, 6 ya da 16 Mayıs’ta yerlerine baskın yapmaya çalışan kuvvetlerle çatışırken kendilerini havaya uçurdular. 
Bu bağlamda Koalisyonun "el-Bağdadi'yi" Kuzey Bağdat valisi ve “talimat ve yönlendirmelerin ulaştırılması” sorumlusu, "Ebu Ammar"ı da Irak ve Suriye'deki lojistik destek sorumlusu olarak tanımlaması dikkat çekmektedir. Koalisyona göre bu yüzden bu iki öldürüldükten sonra örgütün her iki ülkedeki operasyonlarının yüksek ihtimalle zayıfladı.  
DAEŞ’in operasyonları analiz edildiğinde Irak ve Suriye'deki operasyonlarının Ramazan ayında (24 Nisan ile 24 Mayıs arasında) arttığı göze çarpmaktadır. Örgütün Ramazan ayı boyunca Irak'taki operasyonları 124’e, Suriye'deki operasyonları ise 118’e ulaştı. 
Uluslararası koalisyonun iki yetkilinin öldürülmesinden sonra DAEŞ’in iki ülkedeki operasyonlarının zayıfladığı görüşünün tersine büyük ihtimalle örgüt özellikle de Suriye’de bundan etkilenmeyecektir. Çünkü örgütün Mayıs ayında Suriye’deki operasyonları Nisan ayına göre % 90 oranında arttı.  Bunun birçok sebebei vardır. Başlıcalarını şu şekilde sıralamak mümkündür:  
• Uluslararası Koalisyonun DAEŞ örgütüne karşı "izleme ve sonra tepki" ilkesini benimsemesi. Bu nedenle örgüt, maddi imkanlarının zayıflığına rağmen Koalisyondan önce harekete geçebilmektedir. Bu da ister iletişimin takip edilmesi ister geleneksel yollarla gözlemlenmesi veya faaliyetlerin durdurulması yoluyla örgüte nüfuz etmeyi zorlaştırmaktadır.
Örgütün Suriye'deki faaliyetlerinin artışı el-Bağdadi'nin öldürülmesinden önceki aşamaya, Irak'taki artışı ise ölümünden sonraki aşamaya dayanıyor. Bu da örgütün her iki ülkede de yeni bir yapı oluşturduğunu gösteriyor.
• Muhtemelen yeni yapının temel direği, hücrelerin çalışmasını düzenleyen şubelerin azaltılması ve hücrelerin birbirinden ayrı ve aralarında açık bir ilişkinin olmadığı kümeler şeklinde yönetilmesi üzerine kurulu. Bu ise farklı grupların liderlerinin tutuklanması durumunda olumsuz etkileri önlemek ve etkileri grupla sınırlandırmak amacını taşıyor. Bu durum, örgütün Deyrezor kırsalındaki diğer bölgelerde operasyonlarına devam etmesine rağmen indirme operasyonlarının Busayra ve kasabalarıyla sınırlı kalmasını açıklıyor. 
Aynı bağlamda Mayıs ayında Koalisyon ve SDG gerçekleştirdiği güvenlik operasyonlarındaki artışa rağmen örgütün operasyonları da arttı. Bu operasyonları analiz ettiğimizde örgütün yüksek oranda bireysel saldırı yöntemlerine dayandığı görüyoruz. Bu da örgüte bağlı birçok grubun geçmiş dönemde yıpratma savaş yöntemleri konusunda kapsamlı eğitim aldığını göstermektedir. Bu da son iki ay içinde örgütün bireysel operasyonlarındaki artışı açıklamaktadır. 
 

Dini Hareketler Birimi - Jusoor Araştırma Merkezi