Türkiye’nin Suriye'de beklenen askeri operasyonu sıradan olmayacak

Albay Abdulbasıt et-Tavîl - Jusoor Araştırma Merkezinde Askeri Danışman

Taktik, operasyonel ve stratejik seviyelerdeki bütün askeri harekatlar ister Batı ister Doğu’daki askeri ekollerin bakış açısına göre olsun, bir mekanizmaya ve tek bir eylem stratejisine sahiptir.

Her iki ekolün muharebe yöntemleri bir tarafa, özellikle karar alma açısından Türkiye’nin Suriye'nin kuzeyine yapması beklenen askeri harekâtı incelemek gerekiyor.
Türk kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusunun, sessiz ve gürültüsüz bir şekilde hummalı bir askeri faaliyet içinde olduğu görülüyor. Bu faaliyetlerin içinde düşmanın kablolu ve kablosuz siber ortamları ve diğer elektronik ortamları üzerinde izleme, takip ve elektronik casusluk operasyonları da yer alıyor.  

Gözetleme, takip ve casusluk faaliyetleri gibi yeni nesil savaş faaliyetleri herhangi bir karar gerektirmiyor. Bilakis her zaman varsayılan düşmana karşı sürekli olarak yapılıyor. Çünkü bu faaliyetler, bütün komutanların yanı sıra farklı seviye ve rütbeli askeri personel için temel bir veri tabanı oluşturuyor. Bu faaliyetler, askeri harekata katılan kuvvetler için bir pusula görevi görecek doğru ve güvenilir bilgi elde etmeyi ve bunları haritalara dökmeyi amaçlamaktadır.

Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyindeki beklenen askeri operasyonunun, savaşı başlatmada takip edilen askeri düşüncede büyük bir değişim meydana getireceğini söylersek abartmış olmayız. Askeri akademilerde öğretilen muharebe yöntemi, bu yeni savaş faaliyetlerinin niteliğini ve kalitesini anlamak konusunda bize çok şey söylemeyecektir. 

Alışılmadık bir şekilde, topçu ve füze kuvvetleri için şehir içindeki ve hatta bazı kenar mahallelere yönelik herhangi bir operasyon planlanmayacak. Belki de ön sınırda Suriye Milli Ordusuna bağlı gruplar ve Türk kuvvetleri için çok sınırlı hedefler planlanıyor.

Topçu ve füze birlikleri, şehrin dışındaki alanlara odaklanacak. Bu birlikler sabit ve hareketli hatları vurup bir tür engelleme duvarı oluşturacak ve şehir içinde konuşlu SDG güçlerine şehir dışından destek sağlamaya çalışan herhangi bir gücün ilerlemesini engelleyecektir. Bu görev son derece zor ve karmaşık olmanın yanı sıra çok dikkat ve süreklilik gerektirmektedir.

Öte yandan Bayraktar SİHA’lar SDG'nin merkez ve destek noktaları ile şehir içindeki harekât odasının imha edilmesi, hareketli hedeflerin takibi ve imha edilmesi görevlerini de üstlenecek. Ayrıca Türk kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusuna bağlı gruplar, düşmanın ön sınırına taarruz ederken ve SDG bölgelerinin derinliklerinde planlanan görevleri uygularken ateş desteği verecek.

Ayrıca isabetli bir şekilde direkt atış yapabilen tankların da ateş desteği sağlaması bekleniyor. Bu, yeni bir tür olarak ya da en azından daha önce alışageldik şekilde kullanılmamış bir hareket olarak kabul ediliyor.

Tabii ki, hava kuvvetleri ve topçuların planlanan hedeflerine varmaya başladığı andan itibaren 3 saat içinde kara saldırısının başlaması gerektiği varsayılıyor. Kabul edilen bu mekanizmaya göre, bazı sektörlere kara saldırısının hızlı olacağı ve sınırın ön kesimlerinde yer alan bazı sektörlerde hızlı bir ilerleme kaydedileceği söylenebilir. Türk kuvvetleri ve Suriye Milli Ordusunun saatler içinde şehrin merkezine ulaşması uzak bir ihtimal değil.

Son olarak, savaş eylemlerinin uygulanmasından ortaya çıkan koşullarına dayanarak Suriye Ulusal Ordusunda görev yapan komutanların, günün sonunda bu olağan dışı görevin başarılı bir şekilde uygulandığı raporunu yazabilmek için becerilerini ve askeri düşüncelerini geliştirmeleri gerekiyor.