Suriye’de İsrail Saldırıları Amaçları ve Boyutları
Oca 19, 2018 1712

Suriye’de İsrail Saldırıları Amaçları ve Boyutları

Font Size

Giriş
İsrail'in Suriye dosyasına bakışı bölge ülkeleri arasında en karmaşık tavır olmuş ve şuana kadar Suriye krizine karşı resmen tarafsızlığını belirtmiştir ve Suriye Golan kısmındaki muhalif gruplarla sadece DAEŞ’e bağlı olan guruplara karşı birkaç sınırlı saldırı yöneltmesi dışında hiçbir çatışmaya girmemiştir, dolayısıyla siyasiler ortamında İsrail Esad rejiminin düşmesini istemeyen ülkeler arsında sayılması ve bölgede böyle genel bir algı yaratmıştır ve İsrail’in bu karmaşık tavrının çıkarları da diğer bölge ülkelerinden farklı olmasından kaynaklandığı görülmektedir, dolayısıyla konumu da bölgede karmaşık bir hal almıştır. Ayrıca çıkarları Amerika ve Avrupa ülkelerinin çıkarlarından farklı olduğu aşikardır.
2013 yılından beri İsrail Suriye’ye karşı hava saldırıları başlatmış olması 2007 yılında bu saldırıların durdurmuş olması ve yenden başlaması ve onlarca hedeflerin vurulması ve bu hedeflerin ne olduğunu ne İsrail açıklık getirmiş nede Suriye rejimi, hatta İsrail saldırıları ilan bile etmemiştir, dolayısıyla biz bu raporda İsrail’in 2013 yılından beri  Suriye’ye karşı düzenlediği hava ve füze saldırılarının  tabiatın anlamaya çalışacağız ve bu konuya ilişkin etkili tarafların ve ilgililerin tepkisini test etmeye özen göstereceğiz, özellikle rejim ve Rusya’nın tepkisini çözmeye çalışacağız, dolayısıyla İsrail bu saldırılılarda rejimin sözde İsrail’e karşı savunması ve Suriye’nin egemenliğini koruma kavramını ve siyasi hitabını hedef aldığı aşikardır.     
                  
Suriye’de İsrail Saldırıları
İsrail Suriye topraklarını ve rejim güçlerini 1967’den beri hedef almaktadır, hatta daha ileri giderek 2006 yılında İsrail savaş uçakları Lazkiye'de cumhurbaşkanlığı sarayının üzerinde Beşar Esad'ın sarayda olduğu esnada ses hızını aşarak uçuş yapmıştır. 
2008 İsrail savaş uçakları Deyrizor kentinde kimyasal tesisleri olduğunu iddia ederek bir askeri karargahını vurmuştur ve aynı dönemde Tartus sahilinde General Muhammed Süleyman tatil yaparken İsrail tarafından kendisine suikast düzenlendiği tahmin edilmektedir ve bütün bu İsrail  saldırılarına karşı rejim hiçbir güç gösterememiştir, ve gerilimi azaltma politikası izleyerek duyarlılık gösterdi ve bu saldırıların karşılıksız kalmayacağını söyleyerek zamanı ve mekânı münasip gördükleri taktirde karşılık verilecektir diyerek tehditler savurdu. Ancak 2013 yılından sonra İsrail’in Suriye’ye saldırıları artarak devam etti hatta rejim medyası ve yandaş medyası artık bu saldırıların adını bile konu etmemeye başladılar, sadece Şam’daki saldırılar ele aldılar çünkü göz ardı etmeleri mümkün değildi ve Kasyon dağındaki dördüncü tümeni hedef almıştır ve şuana kadar Suriye’ye yapılan İsrail saldırılarının sayısı dikkatle bilinmemektedir. Dolayısıyla bu konuyla ilgili ne İsrail açıklık getirmiş nede rejim ilan etmiştir ancak mecbur olduğu zaman sınırlı açıklamalarda bulunmuştur ve Hizbullah’ın önemli şahsiyetlerini hedef almış ve bazı ahalinin yoğun olduğu yerleri vurmuş olduğu zaman rejim bazı açıklamalar yapmıştır. 
Dolayısıyla 19 /7/2017 tarihinde İsrail başbakanı açıklama yapmış ve Suriye’ye onlarca saldırı yapıldığını ilan etmiştir(1). Ve aşağıda geçen tablo (1)de geçen 5 yılda İsrail saldırılarının sayısını göstermiştir.  Ayrıca bu tabloda saldırıların %36'sı Golan bölgesinde gerçekleşmiştir galiba taktik amaçlı angajman kuralları çerçevesinde Suriye Golan sınırları içerisinde yaşanmıştır.

Stratejik Gerekçeler
İsrail saldırılarını ve onlarla ilgili sınırlı İsrail açıklamalarını gözden geçirerek İsrail'in son beş yıldaki saldırılarında üç stratejik hedefe ulaşılabilir, bu saldırıların hepsi Suriye savaşının ölçeklerine müdahale etmekten ya da bazı taraflarını diğer tarafa üstün tutmaktan uzak özel çıkarlarının korunmasıyla ilgilidir, bu hedefler:
1. Kimyasal Cephanelik
İsrail rejimin kimyasal cephaneliğini yok etmek için ve teknolojileri veya maddeleri Hizbullah veya DAEŞ veya muhalifler gibi diğer aktörlerin eline geçmesini önlemek için Suriye rejiminin mevcut koşullarından istifade etmeye çalışıyor.
Jamraya sitesi kimyasal silahlar ve biyolojik alanda uzmanlaşmış bilimsel araştırmalar merkezinin bulunduğu 2013 yılında hedef atına alınan ilk sitedir ve bu 2007 yılında Deyrizor’da inşa halinde olan nükleer reaktörün imhasından beri İsrail’in Suriye'ye ilk saldırısıdır.
2. Füze Cephanesi 
Suriye ordusunun sahip olduğu uzun menzilli füze ve uçaksavar füze sistemlerinin imhası İsrail ordusu için önemli bir hedeftir, bu ister Esad rejiminin ya da muhaliflerin ya da çevredeki herhangi bir aktif gücün elinde olsun Suriye'de "İsrail" için ikinci en tehlikeli askeri cephaneliktir. 
2013 yılından bu yana Suriye'deki İsrail hava saldırılarının çoğu bu özel cephaneliği hedef almasıyla odaklandı, özellikle Rus yapımı Scud füzeleri, dolayısıyla Esad rejimi İsrail ile bir savaşa girmesinde hazır olmadığından ve rejimin savaşları Suriye savaşlarında dağıtılmasından dolayı ve ayrıca Suriye meselesi uluslararası bir boyut almaması için ve rejim İsrail’e karşı savaşması isteksiz olduğu için “İsrail” bu durumdan istifade etmiş Suriye’ye saldırılarda bulunmuştur, bütün bunlar dikkate alınırsa Suriye rejiminin neden İsrail’in bir önceki saldırısına 17 Mart 2017 tarihinde cevap vermesi sebebi anlaşılır, ancak her halükarda manevi bir cevap olduğu ve savaş çıkartma hedefi olmayan bir cevap olduğu aşikardır.
3. Terör Milisleri ve Örgütleri
İsrail, İran milisleri dahil olmak üzere kısa veya uzun vadede İsrail'i hedef alabilecek ya da zarar verebilecek tüm sınıf terör örgütlerin tehditlerini uzaklaştırmaya çalışıyor, dolayısıyla, uzun menzilli silahları Lübnan'a intikal etmesi sırasında veya kısa süre önce hedef aldı, aynı zamanda İran devrim muhafızları subayları da dahil olmak üzere grupları ve hücreleri de hedef aldı.
İsrail başbakanı Bünyamin Netanyahu bu hedefi (2)Suriye'deki tüm İsrail saldırılarının ana hedefi olarak gördü.
İsrail Hizbullah'ın Suriye'ye katılımı konusunda endişe duymadığı ortaya çıktı ve Şam kırsalında bulunan büyük kamplarını hedef almadı, sadece gelişmiş silahları Lübnan'a intikal etme girişimlerini hedef almasıyla yetindi, hatta parti savaşçıları bu silahları Suriye toprakları içinde kullanmasını engellemedi.
İsrail hava kuvvetleri, DAEŞ örgütüne bağlı Halid Bin El Velid gurubunu Golan'ın iki tarafı arasındaki sınırda bir çatışma olduktan sonra tek bir saldırıyla hedef aldı, bu saldırı Halid Bin El Velid gurubu sınırda güvenlik faaliyetleri gerçekleştirip İsrail askerlerine ateş ettikten sonra misilleme olarak geldi, İsrail Times sitesi, işgal altındaki Golan sınırlarına yakın bir DAEŞ(3) örgütünün varlığı üzerine daha önceki bir analiz edip 8/Eylül/2016/ tarihinde yayınladı ve “İsraillilerin DAEŞ’ten korktukları bir şey yok "dedi.
 
Taktiksel Hedefler
Tel Aviv'in Suriye'de gerçekleştirdiği askeri saldırıların ardındaki İsrail’in stratejik hedeflerini gözden geçirdikten sonra elimizde bu saldırıların dördüncü hedefi vardır, fakat bu Golan'ın iki tarafı arasındaki sınırdaki angajman kurallarıyla ilgili yerel bir taktik hedef olarak farklıdır, sınırda konuşlandırılan İsrail ordusunun birimleri bu kurallar Suriye tarafından herhangi bir ihlal olduğunda veya rejimin güçleri Kuneytra kentini rasgele bombardıman düzenlemesiyle yakınlarında bir askeri hareket etmesinde tepki göstermeye başlamıştır.
Bu saldırılar büyük bir şekilde tekerrür etmektedir ve İsrail bunu resmen ilan ediyor ve Suriye’ye yönelik eski saldırı ilan etmezdi ve bazen ima ederdi veya susardı Ancak şimdi ise tam aksine davranıyor ve 01/12/2015 tarihinde İsrail başbakanı Bünyamin Netanyahu ülkesinin Hizbullah’a yönelik ona giden silah konvoylarına saldırı düzenlediğini kabul etti ancak belirli(4) bir saldırıya açıklık getirmedi ve bazı belirgin saldırılar düzenlediği  durumlarda İsrail sorumluluğu kabul etmiş ve ilan etmiştir, mesela 17/3/2017 tarihinde yaptığı saldırıyı Suriye rejiminden önce İsrail kabul etmeye zorlanmış ve ilan etmiştir, çünkü Suriye rejim güçleri saldırıya cevap vermiş ve İsrail uçaklarına uçaksavar füzeleri ile karşılık vermiş ve sınıra kadar füzeler uçakları  takip etmiştir,  ancak İsrail savunmaları uçaksavar füzeleri onları havada imha etmiş ve parçaları Ürdün sınırları içerisine düşmüştür.
 
Rus-İsrail koordinasyonu
Suriye'ye yapılan İsrail saldırıları 2013 yılında başladı ve o zamandan beri hızla devam etti, ancak Eylül 2015'te başlayan Rus askeri müdahalesi onu yeni eğriler girmeye zorladı ve Tel Aviv'in güvenebilir bir müttefiki değil ona hasım olan Obama yönetiminin hükmü ışığında İki taraf arasındaki koordinasyon zorunluluklarının dayattığı kısıtlamalar olarak okunabilir.
Suriye’ye yönelik İsrail saldırıları yoğun olarak 2013 tarihinde başladı ve aynı düzeyde devam etti, ancak 2015 Eylül ayında Rusya’nın Suriye’ye müdahalesiyle birlikte İsrail mecburen zikzak yapmaya başladı ve Rusya ile koordineli hareket etmeyi kaçınılmaz ve zaruret olarak kabul etmiş gözüküyor, ABD’nin eski başkanı obama döneminde yaşanmış olması aynı zamanda Obama İsrail’in dostu olmadığını ve tam aksine düşmanı olduğunu düşünen Tel Aviv Obama yönetimine güvenmediği ve müttefiki olmadığını düşündüğü için Rusya ile koordineli olarak çalışmak zorunda kalmıştı.
Saldırıları Sınırlama
İki taraf arasında anlaşmaya varılan koordinasyonun yalnızca istenmeyen uçuş kazalarının önlenmesi ile ilgili olduğunu ilan ettiler ve Rus müdahalesinden bir ay sonra İsrail savunma bakanı Moshe Ya’alon’un yaptığı açıklamada “onlar ve bizim aramızda herhangi bir sorundan kaçınmak için iki taraf arasında güvenlik prosedürlerini koordine etmeye çalışmaktadır” dedi, ayrıca “ne biz onların çalışmalarına müdahale ediyoruz nede onlar çalışmalarımıza müdahale ediyorlar(5) ” dedi. İsrail savunma Bakanı’nın bu ifadelerinden İsrail’in Rusya'ya bilgi vermeden Suriye’ye bir saldırı düzenlemesi mümkün olmadığı anlamı geliyor.
Rusya ile imzalanan anlaşma sayesinde Suriye'deki İsrail’in askeri operasyonlarını yöneten kısıtlamalardan biri resmi olarak Suriye'de genel olarak en yüksek askeri saldırı seviyelerinden kabul edildi, fakat sadece Lübnanlı Hizbullah milislerine karşı oldu, Netanyahu'nun İsrail hareketlerini onaylaması Rusya devlet başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşme sonrasında gerçekleşti ve birkaç hafta sonra Rus müdahalesi geldi.
Rus müdahalesinden sonra Suriye'de İsrail saldırıları azaldı, beklendiğinden farkı olarak ve İsrail ve Rusya arasında uçuşlar ile ilgili aralarında koordinasyon uyumluğu ilan etmelerine rağmen İsrail hareketleri nispeten azaldı, Rus müdahalesinin ilk yılında Aralık 2015'te Suriye’de bir saldırı gerçekleşti ve bu saldırıda Samir Kantar öldürüldü. 

Rusya Son İki Saldırıyı Neden Kınadı?
Moskova Rus müdahalesinden bir yıl önce Suriye'deki son İsrail saldırısını kınamasına rağmen Şam uluslararası havaalanın civarındaki silah depolarını iki saldırıyla hedef almasını da kınadı, ve İsrail basını bu silah depoları Lübnanlı Hizbullah'a ait olduğunu söyledi, ve öncesindeki saldırı Palmira kentine ve İsrail’e yakınında oldu ve Hizbullah ait silah depolarını hedef aldığını iddia etti, Rusya dışişleri bakanlığı Palmira saldırısını protesto etmek için İsrail'in Moskova büyükelçisini çağırdı, ve sözcüsü Mariya Zaharova Şam uluslararası havaalanın saldırısını "düşmanca bir eylem" olarak belirtti ve tüm ülkeleri "Suriye egemenliğine(6)" saygı göstermeye çağırdı.
Son iki saldırının açıkça Rus tarafından kınanması iki ihtimalden birini göz önüne alınmaksızın anlaşılamaz:
Birinci İhtimal: bu iki saldırı Rus-İsrail anlaşmasını ihlal etmiş olması, bu İsrail havaalanı saldırasında anlattıkları resmi olmadığını ve resmi olan Palmira saldırısı Rus perspektifinde doğru olmadığını anlamına gelir, yani gelişmiş füze cephaneliğini hedef almışlardı, özellikle Esad rejimine ait ve İran milislerinin elinden uzak Rus yapımı Scud füzeleri, bu ihtmal, Esad'ın elinde olan uzun menzilli füzelerin imha edilmesinin İsrail için stratejik bir hedef olduğunu göz önüne alarak daha olası gözüküyor. İsrail, Rusya ile koordine halinde kalması gereği ve hala ABD'ye güvenmediği için ve herhangi bir çatışma yaşanması taktirde belli ki bu şekil saldırılardan geçici olarak vaz geçmiştir, ayrıca İran milislerini saldırılar düzenlemesi örtüsü altında ABD yeni yönetimi katı tutumu sonucu İsrail kayıp ettiği konumunu yeniden kazanmaya başladığı görünüyor.
İkinci İhtimal: İsrail’in öne sürdüğü konu doğrudur, ancak Rusya müttefikleri karşısında durumu çok zorlaştı, özellikle İran karşısında. Esad güçlerini Amerika’nın Humus'a yakın Şayrat askeri üssünü vurmasına engel olamaması ve aynı zamanda Rusya’nın İsrail’den beklentisi yerine getirmemesi özellikle Rusya arasındaki Trump yönetimi arasında mesafeyi yaklaştıramaması muhtemel bir olasılıktır. Sonuç itibariyle iki ihtimal arsında Rusya ve İsrail ilişkilerinde sorun olduğu aşikardır özellikle ABD Suriye askeri havaalanını saldırısından sonra eski sorunları yenilenmesi ve hızlı tırmanışa geçmesi Trump'ın Rusya ile mesafeli durması sonucu krize doğru gidiyor olmasını umuyor ve bu beklenen sonuçtur. Ayrıca ABD bir adım daha ileri giderek Rusya'ya karşı sesinin yükseltmiş düşmanca tavırlar içerisine girmesi İsrail ve Rusya ilişkilerini daha da olumsuz etkilemiştir.
 

Dipnotlar:

1- Netanyahu accidentally reveals Israel has struck Iran-backed fighters in Syria ‘dozens of times’, The Washington Post, 19/7/2017
2- Netanyahu accidentally reveals Israel has struck Iran-backed fighters in Syria ‘dozens of times’, The Washington Post, 19/7/2017
3- İsrail’in DAEŞ’ten korktukları bir şey yok, Times of İsrail, 08/09/2016/
4- Netanyahu ilk kez Suriye'de İsrail ordusu tarafından operasyonların uygulanmasını resmen onayladı, RusyaToday,01/12/2015/
5- İsrail: Suriye'deki çalışmalarımızı Moskova ile koordine etmiyoruz, RusyaToday,28/10/2015/
6- Kremlin, İsrail bombalama olayına karşı Suriye'nin egemenliğine saygı göstermeye davet etti Rusya Today, 28/04/217